3
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
428
Okunma
Gördüm şu cihânın kıyl-u kâlini
Ölümden ötesi vardır dediler
Anlayan kalmamış nefsin hâlini
Kula kulluk etmek ardır dediler
Açtım evvelimi saçtım pazara
Bir alan olmadı geldim nazâra
Cümle sırlarımı döktüm kazara
Mâ’nâyı görmeyen kördür dediler
Dünyanın ahiri dert ile cefâ
Arayan bulurmuş derdine şifâ
Aşkın zahirini kaldırdım rafa
Esâsı ukba’ da kârdır dediler
Gezdim Şam Horasan Tebriz Buhara
Erişmek zor imiş pirsiz bahara
Kâmil uzatırmış boynunu dara
Sabra sabır eden erdir dediler
Gün oldu hicrânı ikrâra düştüm
Lisânım yetmedi efkâra düştüm
Edep meclisinde iftara düştüm
Menzilin ahiri sırdır dediler
Meğerse yok imiş vuslatın şahı
Beyhude gezermiş divane râhı
Hiç kucaklamış mı gece sabahı
Sordum cevabını zordur dediler
Gönül çerâğının bâki hesâbı
Aklı baştan alır dilsiz hitâbı
Yevm-ül kıyamettir ömür mehtâbı
Bilene hakikat dürdür dediler
Makberî merâmın ahdinde ayân
Ol emri "Kün" ile eyledin beyân
Gel etme ömrünü hevesle ziyân
Alem geniş değil dardır dediler
______Makberî