2
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
618
Okunma
burkularak uzayan;
başı gövdesini terk eyleşim bu sokağı,
anımsadınız mı?
içinizde ki ürpertiye;
uyku kılıfından bir masal,
düş deryasında kör sandal,
yüreginizi sürükleyecek kadar;
kara şiirlerde kabuslar diliyorum..
gece, bu dağı görünmez yapan,
yankılanan çığlık, kentte suskunluk,
beni zorlayan ismim,
nerde vazgeçtiysem;
orda ruhunuza kurduğum kapan..
""gitmelisiniz;
kalbimden yol yok yarınlarınıza...""
oyalanmak, ölüme dair;
başı, gövdesini azad etmiş bu sokakta,
oyalamak, benim için ’ geçmişi,
kekik kanıyla tütsülenmiş,
sürmeli tenimde,
parmaklarım tespih tanesi,
ay’ ın yüzü suyu hürmetine;
beyazlar içinde kurudukça..
burkularak uzayan;
dudakları eteğinde dağın,
göğsünü denize yaslamış,
yosun saçlarıyla esmer sevda,
aşk, bir yana, biraz yalnızlık;
kavuşmaya yakın,
tespih tanesinden parmakları,
dökülür boncuk, boncuk,
dokunuşun kıyametinde,
üstelik son da değil bu kez...
’’’’ gitmelisiniz,
biz bu sokakta ineceğiZ;
burkularak uzayan sabaha,
beni zorlasa da ismim;
geçti; derken vazgeçeceğim..."""
karan