4
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
650
Okunma
karınca,
kararınca yaşamaya alışık
ben ağustos böceği gibi yaz
güllük gülistanlık..
kara dullar da vardı yaşadığım ormanda
birbirlerini yediler
ama bitiremediler
inançları uğruna
yine bir ağustos günü
ikindi vaktiydi sanırım
orman şarkı söylüyor rüzgarın sesiyle
ağaçlar gök delen
dalları rezidans
havalı kuşlar tünemiş bütün katlara
en tepede baykuş
kral dairesinde
eğleniyor olmalı o da
kendi dairesinde
iki yaprak
bir kaç çalı
az biraz çırpı
yetiyor masa kurmama
karşımda şırıl şırıl akan bi dere
gölgelerle ışıklar
oynaşıyor üzerinde
gel keyfim gel modundayken
davetsiz bi misafir kuş
hem de muhabbet cinsinden
firar etmiş olmalı
evcil kafesinden
hah diyorum ne iyi oldu da geldin
masamda bir kuş
bi de sütü eksikti
ama bu orman vahşi
ve fazlasıyla cikcikti
derken yoldan çıkan bi karınca yanaşmasın mı masaya
doğru yola davet ediyor
yoldan çıkmışlığıyla
aldırma diyorum cikcike
onun doğası böyle
tebliğcidir o şimdi
takar kuş sütüne..