0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
435
Okunma
Öylesine iç çekerek
Bakarken sokaklara
Yılların hangi hatıraları
Geldi aklına
Terkedip gidenler mi?
Bir daha
Dönmeyecek olanlar mı?
Söyle hangi hüzün kapladı?
Gönül semalarını?
Söyle tüm hüzünlere inat
Hangi umut
Zeytin yeşili gözlerinde
Çakmak çakmak
Tel tel aklar
Düşmüş saçlarına
Simsiyahtı bir zamanlar
Hiç yaşanmamış gibi sanki
Kaldırımlarda kaybolan o hatıralar
Bir Seher Vakti
Ardında hoş bir seda
Ve keder bırakıp da
Sen buralardan gittin mi?
Mevsim yapraklarını dökerken
Sen yaprakları solmayan iklime
Gül Gamzelerin açıp da gittinmi?
Bir Seher Vakti
Hüzün Bırakıp da ardında
Özlemini çektiğin yurduna gittinmi?
Ayrılık bitti gel ciğer parem
Canım Kızım hoş geldin
İlk Cennet Meyvem diyen
Babana gittin mi?
Doğumdan da önce
Ölüme nikâhlanır insan
Ve en önce
Doğumdan da önce
Ölüm tebessüm eder
Şefkat ile yüzüne
Bu bir duraktır
O sonsuz dirilişe.
Çığlıklarımın duyulmadığı
Derinliğinde kaybolduğum
Bu dipsiz kör kuyularda
Anlamsız kelimeler karalıyorum
Kaşların gerilmiş birer yay
Bakışların zehirli bir ok
Anladım bu çöllerde
Senden gayrı Leyla yok
Peki ya ben ben neyim
Mecnun bile değilim
Sen yılların
Ötesine gitmiş olsanda
Endamın kalmıştı
Gezdiğin yollarda
Endamın
Gözlerimi yakalamıştı
Bir ikindi vakti
Sokağın dönemecinde
Bu nasıl bir intikamdı böyle
Yıllar sonrasından
Yıllar öncesine atılan
Bu nasıl bir oktu böyle
Yeşile benzeyen
Siyah gözlerinle
Sokakta yürüyordun
Evet o sendin
Endamından tanıdım
Evet o sen değildin
Köşebaşındaki
Endamındı,
Ve ansızın beni
Kalbimden yakalamıştı.
Gözlerininin rengini gördüm.
Maviye çalan bir yeşildi.
Hayrettin KIZILOĞLU
5.0
100% (4)