4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
998
Okunma
Bir tiyatro sahnesi,
Suflörü enseme çöreklenmiş,
Ne yapsam ne etsem
Omuriliğime kilitlenmiş
Atıştırıyor zihnimi
Çelikten kuduz dili
Kıkırdıyor arkamdan
Namussuz pis bedeni
Doğduğum günden beri
Hiç eksilmedi nefesi
Yapmak istediğim her yeni şeyi
Yönlendirirdi masum bir arkadaş gibi
Uykumdan uyandığım anda
Vakit geceyi geçmişti
Şimdi sırtımdan sessizce
İndirdim uyuyan bebeği
Aslında oda benden bir parça
Kaygılarım, utancım, acılarımdı açıkça
Büyük bir kamburdu arkamda
Şimdi çöplükte bir cenin, parçalanmış mazlumca.
Daha dik durmalı artık
Yerini almadan başka bir varlık
Sonu gelmeyen acizlik
Savaşmaktır baki sorumluluk
Herkesin omuzlarına çöreklenmiş
Kulak memesine pineklenmiş
Düşünmeye tövbelenmiş
İnsanlığa kilitlenmiş
Daha ben doğduğum anda
Büyüdükçe gölgesi yanımda
Toplumdan ayrıştığım anda
Kestim attım çelikten farkındalığımla