Ey kıymetlim...en kıymetlim...
Yalnız bu cihana değil... içimdeki cihana da sahip olan sevgilim...
Daha dün gibi gönül tahtıma çıkışın... dün gibi sultanlığını ilan edişin...
Sen vur emrini vermeden yüreğim sana vuruldu...
Gönül tahtıma suretin gelip oturdu...
Kalk diyemedim...kal da diyemedim...
Git diyemedim...gitme de diyemedim...
Boynum kıldan ince...vur diyemedim...
Çektin aşk kılıcını kınından...vurma diyemedim...

Ey kıymetlim... En kıymetlim...
Şanını mısra mısra, diyar diyar duyurduğum...
Şiir tellalarının adını saklı tuttuğu,
Duyan,okuyan tüm ahalinin kendini unuttuğu sevgiliim... Biricik padişahım...
Bir cihana değil, yedi cihana eşdeğer sevgin...
Bir düvel değil,yedi düvelde duyuldu biçare sesim...
Sen can, ben kendi içimde canan...
Kaldıı mı bu cihanda benim gibi aşka inanan...
Kendini canan edip, aşkını can eden...
Kendini rezil edip, aşkını vezir eden...
Bilesin...vuslatın derdime dermandır benim...
Bilesin...hasretin gönlüme şifasız derttir benim...

Can evimin hükümdarı...
Şah damarımda şah sultanım...
Artık benim için gece gündüz yok...
Her an,her saniye ,her vaktim Şeb-i Yeldadır benim...
Güneş yok,ay yok, yıldız yok...
Aşk otağım çile hanemdir benim...
Tahtını terk eyleyip gittiğin o gün...
Gönül tahtımı yıktığın o gün...
Kubbe-i Semada selalarım verildi benim...
Kubbe-i Semada sedalarım duyuldu benim..
Gök kubbe çağladı...ruhum karalara büründü benim...
Bir cihan değil,yedi cihan ağladı hâlime...
Bir düvelde değil,yedi düvelde yas tutuldu sevgime...

Ey kıymetlim...en kıymetlim...
Derd-i dermanım... Ma’ruf-i Cihanım... mihr-i ayn’ım ...
Tüm lügatların sayfalarına adını gizlediğim hünkârım...
Eğer ben ölürsem... eğer bir gün hâkka yürür teslim olursam...
Bil ki sineme giz olan yârla...sinemdeki gizli yarayla gideceğim bu diyardan... başka bir diyara...

Gittiğim, terkeylediğim bu cihan belki beni hatırlamayacak...
Ama miras bıraktığım... sana yazdığım bunca kelamlar ...yıllar sonra dilden dile dolaşacak...
Yer... gök duyacak...
Semada ki melekler bile aşkın en derinini...en gerçeğini konuşacak...
Aşkıma...sevdama şahitlik edecek...

Nereye gideceğimi bilmediğim o meçhul mekana, o meçhul Makam’a... sevdamı da götüreceğim...
O meçhul divanda beni kimler karşılayacak bilemem... fakat sevdam ayakta alkışlanacak...
Sevdam güzelliklerle karşılanacak...
Gönlüme... yüreğime... aşk tacı takılacak...
Ve nihayet...İşte o gün ...ruhum huzura erecek...
Ruhum tüm hüznünü atıp...huzurla gönül tahtıma... tekrar kurulacağın o günü bekleyecek...📌