Fazla kurcalanan gönül sazında...
İnce tel kırıldı: bam’a alıştık.
Acayip iklimin kışı, yazında...
Maalesef balkona, cama alıştık.

Farklı cinsini al kenara ayır,
Geri kalanından yok bize hayır,
Ormanlarımızda yan cayır cayır...
Diyerek dikilen çama alıştık.

Çok az düşünülen günlere kaldık !
Gittik kalitesiz malzeme aldık !
Çimentodan hem de demirden çaldık...
Depremde yıkılan dama alıştık.

Haram, hor bilmeden yetişir toygun !
Toplumda biri aç diğeri doygun,
Fırsatını bulan yapıyor soygun...
Her türlü kedere, gama alıştık.

Devletten gelince paralar, pullar...
Tek yaşar kocaya gitmiyor dullar.
Nerede o eski kalender kullar...
Olgun can ararken ham’a alıştık.

Çok ünlü olmanın narına yanıp !
Sahte alkışlara inanıp, kanıp !
En iyisi benim başka yok sanıp...
Hak etmediğimiz nam’a alıştık.

Denizler yükseldi kara eridi,
Kilo sabit ama dara eridi,
Cumali der cepte para eridi...
Akşamdan sabaha zam’a alıştık.

Toygun: genç, delikanlı