10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
5355
Okunma
Bir fidan düştü toprağa
Boynu bükük, yüreği yaralı
Ağıtlar döküldü arkasından
Gitmişti artık
Hiçbirşey yaşamamış, yaşatmamışçasına
Yasa tuttu gökyüzünü yıldızları
pusuya yatmış bir eylül akşamında
Dolunayın ışığında
Hazanların içine gömdü kendisini
Acısız tasasız gülümseyerek gitti ölüme
Getirdiler onu
Dört tekerlekli araba dedikleri birşeyle
Uzun uzun çalan siren sesleri
Gelişinin müjdecisiydiler
Dört duvarlı bir odaya koydular
Yüzlerce yüzleri saklı insanların arasına
Aman Allah’ım
Nekadarda küçüktü yeni evi
Birkaç tahta ve çiviyle yapılmıştı
Mekanı küçülmüştü ama
Yaşamı boyunca
Tatmadığı bir huzur vardı yüzünde
Belki de
İlk defa böyle huzurlu yatıyordu
Belki de
İlk defa tebessüm ediyordu
Hatta belki de
İlk defa böyle mutluydu
Yıkadılar onu
Ona zarar vermekten
Uyandırmaktan korkar gibi
İncitmeden
Sonra yatırdılar bir musalla taşına
Yaşamı boyunca
Onu hiç tanımayan insanlar
Ellerini onun için kaldırmış dua ediyorlar
Sonra omuzlarında taşıdılar onu
Üşümesin diye önce gözlerini
Sonra her tarafını
Toprakla örttüler
Artık huzurluydu
Yaşamın en güzel döneminde
Bir fidan yıkılıyor
Üzerinde bir karış toprak
Baş ucunda vakar bir fidan
Fidanda dinmeyen iki damla gözyaşıyla
...............kim daha fazla özler ki senin kadar hayatı
...................yumma yumma kirpiklerini
.....................hoşçakal demiyorum sana sevgiyle kal
EYLÜL 1994