Haksızlığa gelemem, dik kafalı biriyim Gözüm iyiye bakar, kendimi seviyorum. Sessiz görünsem bile, ölü değil diriyim Kanım korkusuz akar, huyumu seviyorum.
Çok şımarık değilim, pek nazlıda sayılmam Zorda insan görürsem hemen kaçıp sıyrılmam Aldığım kararlardan öyle kolay ayrılmam Yolum doğruya çıkar, fendimi seviyorum
Yüz, çehre, sima dersen, fazla güzel görünmem Görünüşüm sert ama, kötülüğe bürünmem Huysuz bilinsem bile, kinim ile sürünmem Başıma yağsa da kar, dengemi seviyorum.
Biraz uzun olsa da çıkıntılı burnum var Gözlerim kahve rengi, dünya malı ona dar Boyun posun ne dersen, oda gördüğün kadar Çevrem hep huzur kokar, ruhumu seviyorum.
Akıl vereni değil, öğütleri dinlerim Doğru biliniyorsa, haksızlığı önlerim Bencilliğe gidemem hiçliğedir yönlerim Övünmen beni sıkar, susmayı seviyorum
Öyle açık giyinmem, türbanlı gezer başım Atalarına sadık, değişmez kültür yaşım Yobaz denilse bile, hiç düşmez diktir kaşım İnancım çağı yıkar, yapımı seviyorum.
Edep ahlak yolumdur, saygı ve sevgidostum Değerlerim ilimdir, değişmeyecek postum Atamdan böyle gördüm, kimseye olmaz kastım Gelecek zora sokar, aklımı seviyorum
Haramda gözüm yoktur, amacım helal yemek Ölmeden şu dünyaya, doydu bu gözüm demek Hazıra alışmadım, alın terimdir emek Yalan hep çelme takar, doğruyu seviyorum
Dilerim söylediğim, hep akıllarda kalır Çıkar için gelenler benden dersini alır Kim neyi arar ise, gelir kendini bulur İnsan, insanı yakar, sözünü seviyorum. 26 /11 / 2022 / Cumartesi Mercan Nur
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kendini Bil diye başlıyor Her kitap Her medrese Kendini kendin nasıl bilirsin Bilir misin?
İnsan çoğunlukla karşındakine göre Çevrenin verdiği hal üzere Ayna olur çevre ona Yanda öyle zanneder Bir roldür belki kabul edilen İnsan kendi o kalabalık içinde kaybeder/bulur.
Biraz saçma biraz dağınık sözlerim biliyorum Kendimi diyeceğim ama yalan Kendini bilmek öyle kolay değil Sanmalarımızla hayatayız belki Belkide bu sandığımız şey değiliz O yüzden bir düşünmek gerekir Biz neyiz?
Karmaşık felsefi şeyler değil bunlar Ölçüp tartıp kendimizi bu yerde Bize doğru bize güzel denilen ne varsa Gerçek mi bunlar Gerçekten bunlarla mı Hak yolunu bulacağız? Yoksa şüphe etmeden inanmak mümkün değil mi?
Kesin inançlılar diyordu hocam Kesin inançlılar Onlardan mıyız yoksa Kendimizi geliştirmeyen Saplandığımız yerde Duran
Bilmiyorum öyle kolay değil söylemek Öyle kolay değil kendini kendin bilmek.
Selam Şimdiye kadar yazdığım uzun yorumlara karşılık veren ilk kişi olarak Sizi öncelikle tebrik ediyorum. Çok sıkıcı geliyor bunca uzun yorumu yada şiirimsi yazıyı özümseyip ona bir şey yazmak. Çoğunluk teşekkür eder ya da cevapsız bırakır benim yorumlarımı. Evet kendini bilmek derken bu öyle boş bir şey değil. İnsan kendini bildiğini düşünür, ben şunu severim ben bunu severim diye. Yediği yemeklerden giydiği kıyafetlere kadar herşeyi çoğunlukla belirleyen çevre değil midir? Biz içinde bulunduğumuz ortamdan farklı kaç farklı yerde bulunduk kaç farklı hayatın içine sızdık? Bu yüzdendir söylediğim kendini bilmek. Bazen benim dediğim şey Annenin babanın bir prototibidir ki onlarda kendi anne ve babalarının bir kopyası oluyor. Nesilden nesile geçen bir şey elbette var. Birşeyler gelenek olarak gelmeli. Dediğim başka bir şey kendi kendime söyleyeyim.. Yani ne bileyim şu an ki işimi, eşimi çevremi gerçekten özgür bir irade ile mi seçtim? Benim özgür tercihlerim nereye kadar? Bu tercihlerimin elbette bir sınırı varken benim dediğimi düşünceler gerçekten üzerinden düşünülüp emek verilip oluşturulmuş şeyler mi? Afrikanın bilmem ne kabilesindeki Ben ile Londranın en lüks semtindeki ben aynı mı olurduk? Afrikanın kabilesindeki ben acaba bu yaşadığım hayatın dışında başka bir hayat olabilir mi? Başka bir dünyanın imkanları neler vardır derken Londranın lüks semtindeki ben marketlerin alışveriş merkezlerinin ortasında nasıl bir dünyanın doğrularını yaşıyorum? Oradaki ben nasıl biri nasıl bir kendi bilmek olur? Bunlar gibi düşünceler işte. Sinan Canan Hoca'yı herkese tavsiye ediyorum. İnsanın Aklını açıyor. Açık Beyin Yotube kanalına bakın. Muhteşem şeyler konuşuyorlar. Eyvallah
Cevabınız için teşekkür ederim. Lakin sormak isterim size. Bir insanın kendini, kendisinden daha iyi kim bilebilir ki?. Siz, size, sizi soranlara, ben diye bir şey yoktur. Ne huyum vardır ne hissiyatım. Öyle boşlukta ruhsuzca dolaşan biriyim. Ne gülerim ne ağlar, hiç bir şeye tepki vermem, ne mutlu olurum ne mutsuz, ne kızarım ne sakinim.......! Diye mi cevap veriyorsunuz? Kişi kendini bilmez ise yolunu da bilemez. Kişi kendini bilmez ise, yerini de bilemez. Kişi kendini bilmez ise ayaklarının üzerinde de duramaz. Kişi kendini bilmez ise bir boşluğun içinde gezinip durur. Benim bu şiirim, yapımı huyumu merak edip, beni bana soranlar içindi. Ben beni anlatamazsam beni benden daha iyi kim anlatabilir. ''Bilmiyorum öyle kolay değil söylemek Öyle kolay değil kendini kendin bilmek.'' demişsiniz. Kendini bilmek haddini bilmektir. Haddini bilmek ise, kendini tanımaktan geçer. Çünkü kendini tanımakla, kişiliğini ve yapını bilirsin. Yapını bilirsen, yapmış olduğun yanlışı görünce kendini sorgulamaya başlarsın. Kendini sorguladığında ise, sana uymayan tavır ve davranışları görerek, düzeltme yoluna gidersin. Kişiliğini, kızgınlığını, sana yanlış ya da doğru geleni bilmezsen, varlığının manası nedir. Ve sen bunları bilmez isen, senden başka kim bilebilir ki. Seni en iyi sen tanır, sen anlatırsın. Başkaları seni her daim, işine geldiği gibi anlatabilirler. O yüzden.... Ne mutlu bana ki azda olsa kendimi bilebilmişim. Şiirdeki sözlerim kendini mi met etmek ya da övmek manasında değildi. Asla öyle bir cürette de bulunmam. Sadece beni bana soranlara benim kişiliğimden bir özetti.
Selam Şimdiye kadar yazdığım uzun yorumlara karşılık veren ilk kişi olarak Sizi öncelikle tebrik ediyorum. Çok sıkıcı geliyor bunca uzun yorumu yada şiirimsi yazıyı özümseyip ona bir şey yazmak. Çoğunluk teşekkür eder ya da cevapsız bırakır benim yorumlarımı. Evet kendini bilmek derken bu öyle boş bir şey değil. İnsan kendini bildiğini düşünür, ben şunu severim ben bunu severim diye. Yediği yemeklerden giydiği kıyafetlere kadar herşeyi çoğunlukla belirleyen çevre değil midir? Biz içinde bulunduğumuz ortamdan farklı kaç farklı yerde bulunduk kaç farklı hayatın içine sızdık? Bu yüzdendir söylediğim kendini bilmek. Bazen benim dediğim şey Annenin babanın bir prototibidir ki onlarda kendi anne ve babalarının bir kopyası oluyor. Nesilden nesile geçen bir şey elbette var. Birşeyler gelenek olarak gelmeli. Dediğim başka bir şey kendi kendime söyleyeyim.. Yani ne bileyim şu an ki işimi, eşimi çevremi gerçekten özgür bir irade ile mi seçtim? Benim özgür tercihlerim nereye kadar? Bu tercihlerimin elbette bir sınırı varken benim dediğimi düşünceler gerçekten üzerinden düşünülüp emek verilip oluşturulmuş şeyler mi? Afrikanın bilmem ne kabilesindeki Ben ile Londranın en lüks semtindeki ben aynı mı olurduk? Afrikanın kabilesindeki ben acaba bu yaşadığım hayatın dışında başka bir hayat olabilir mi? Başka bir dünyanın imkanları neler vardır derken Londranın lüks semtindeki ben marketlerin alışveriş merkezlerinin ortasında nasıl bir dünyanın doğrularını yaşıyorum? Oradaki ben nasıl biri nasıl bir kendi bilmek olur? Bunlar gibi düşünceler işte. Sinan Canan Hoca'yı herkese tavsiye ediyorum. İnsanın Aklını açıyor. Açık Beyin Yotube kanalına bakın. Muhteşem şeyler konuşuyorlar. Eyvallah
Cevabınız için teşekkür ederim. Lakin sormak isterim size. Bir insanın kendini, kendisinden daha iyi kim bilebilir ki?. Siz, size, sizi soranlara, ben diye bir şey yoktur. Ne huyum vardır ne hissiyatım. Öyle boşlukta ruhsuzca dolaşan biriyim. Ne gülerim ne ağlar, hiç bir şeye tepki vermem, ne mutlu olurum ne mutsuz, ne kızarım ne sakinim.......! Diye mi cevap veriyorsunuz? Kişi kendini bilmez ise yolunu da bilemez. Kişi kendini bilmez ise, yerini de bilemez. Kişi kendini bilmez ise ayaklarının üzerinde de duramaz. Kişi kendini bilmez ise bir boşluğun içinde gezinip durur. Benim bu şiirim, yapımı huyumu merak edip, beni bana soranlar içindi. Ben beni anlatamazsam beni benden daha iyi kim anlatabilir. ''Bilmiyorum öyle kolay değil söylemek Öyle kolay değil kendini kendin bilmek.'' demişsiniz. Kendini bilmek haddini bilmektir. Haddini bilmek ise, kendini tanımaktan geçer. Çünkü kendini tanımakla, kişiliğini ve yapını bilirsin. Yapını bilirsen, yapmış olduğun yanlışı görünce kendini sorgulamaya başlarsın. Kendini sorguladığında ise, sana uymayan tavır ve davranışları görerek, düzeltme yoluna gidersin. Kişiliğini, kızgınlığını, sana yanlış ya da doğru geleni bilmezsen, varlığının manası nedir. Ve sen bunları bilmez isen, senden başka kim bilebilir ki. Seni en iyi sen tanır, sen anlatırsın. Başkaları seni her daim, işine geldiği gibi anlatabilirler. O yüzden.... Ne mutlu bana ki azda olsa kendimi bilebilmişim. Şiirdeki sözlerim kendini mi met etmek ya da övmek manasında değildi. Asla öyle bir cürette de bulunmam. Sadece beni bana soranlara benim kişiliğimden bir özetti.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.