1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
578
Okunma
on iki yıl on iki mevsim bir tutam mavi
bu gece kırık gönlümün isyanısın
zindan gözlerinin on iki yıllık şavkındayım
sensizliğim tetikte vuruyor bağrımı
hatıran eylüllerde darağacı gençliğime
varoş hanelerde türküler gürlerken
gözlerime ihtilal nefreti yağarken
on iki yıl ve on iki isyanlarım
on iki bölüm on iki ölüm on iki efkar
hazan yaprakları gibiyim savurgan
ve atalarımın asi kanı gibi delidolu
protesto ediyorum on iki eylüllerimi
gökbörü yüreğimi hançerleyen gözlerin
bozkırlarda ağlarken dört rüzgarlar
hala seni göktürkçe gibi seviyorum
uğruna bir çok ölüm yaşadım
ulu kayın ağacı gibiyim sabrımla
dört rüzgara küllerini savurdum
umudumun bozkırlarda yeşersin diye
on iki yıl on iki yurt ebediyen seninleyim
ruhumun ruhunla rehin alınmasında
ötükenden gürleyen akınlar gibiyim
on iki yıl on iki savaş
oniki mağlubiyetim sen
zaman boyunca bahsettiğim
mavi gözlü kadın
ve damarlarındaki asalete ihanet sen
tengri dağı bile yokluğunu tatlandıramaz
sensiz ruhum mağlup firavun ateşinde
hazan gibi soğuk ve renksiz her yurdum
bir bilsen varlığımın sensizliği tamu
rüzgar bir düzine kızıl güneş gibi iken
hatırla efkarlıyım kavgalıyım kan revan
ata yurdumun turkuaz gökyüzü tek tesellim
gökbörü yüreğimi bir tek yıkan sen…
5.0
100% (4)