AŞK-I ŞEHİR
Herkese başka bahar sunar,bu şehir
İçinden kıvrılırken yeşil bir nehir

Nehrin etrafında rengarenk çiçekler
Ve çiçekleri süsleyen kelebekler

Yüzdüğünü görünce bir çok gondolun
’’Venedik’i’’diyorsun İçanadolu’nun

Uzun uzun kürekleri çekilince
Yüzüyor şehrin içinde ince ince

Suya resimler çiziyor bu kürekler
İzlerken onları genç kızlar,erkekler

Evlerinden uzak bir çok genç arkadaş
Bu nehrin kenarında kurar her gün bağdaş

Bu gençler baharı burada yaşıyor
Kimi sohbette kimi ders çalışıyor

Bir yandan yükselir Adalar’dan sesler
Gitar çalıp şarkı söyler genç esesler

Gece yarısı bir şairin uykusu
Kaçınca,ilham olur ona akan su

Çıkarak üstündeki demir köprüye
Dalar gözleri akislenen hayale

Binbir hayalin aksiyle dans eder su
Köpük köpük silkeleyerek omzunu

Çıkarsan adalardan Köprübaşı’na
Dikilirsin çarşının tam ortasına

Adımlarken İkieylül Caddesi’ni
Duymazsın bile tramvayların sesini

Yılanlar gibi raylarda sürünerek
Ürkütebilir,sessizce görünerek

Eşlik etmelisin kıvrılan raylara
Varmak için eski kervansaraylara

Labirent gibi dönen eski yollar
Tarihe tırmanan dik yokuşlu yollar

Götürecek seni Odunpazarı’na
Bu şehrin tarih kokan sokaklarına

En kadim izleri taşıyor üstünde
Kİ sende şaşıracaksın gördüğünde

Her köşesinde ahşap döşeli evler
Her köşesinde sanat işleyen eller

Bu ellerde işlenir lületaşları
Hayretle izlersin bu arkadaşları

Tırman haydi sokakların zirvesine
Ulaşmak için Kurşunlu Camisi’ne

Dimdik karşılar beş asırlık gövdesi
Göz kırparken hala kurşundan kubbesi

Her sokağından tarih tüter bu şehrin
Her yokuşundan tutku akar bu şehrin

Medeni kültürün yolu Eskişehir
Aşka aşık kalplerin ruhu Aşk-ı şehir

Erkan İPEK