Sesinde ne var biliyor musun?
Yılların götürdüğü var sesinde
Küçük bir çocuğun masumluğu
Zamanın omuzlarına bıraktığı paslı bir ağırlık var…

Ne var biliyor musun sesinde?
Vaktinin dolduğunu anlayan
Masum bir kelebeğin hüznü var…
Ne çok şey var senin sesinde!
Duymaya çekindiğim ne çok şey!

Gözlerinin sesinden aşağı kalır yanı mı var sanki?
Âmâ birinin gökyüzüne olan hasreti,
Sağır birinin annesinin sesini duymaya olan muhtaçlığı var…
Elleri kelepçeli bir mahkûm var o gözlerde!
Yılların belini büktüğü bir ihtiyar var.
Ne çok şey var gözlerinde!
Bakmaya korktuğum ne çok şey!

Ah tenin…
O güneşte kavrulmuş yanık tenin…
Onda ne var biliyor musun?
Aslında teninde beni acıtan çok şey var
Çok şey var diken olup batan dilime
Anlatmama izin vermeyen, beni engelleyen çok şey var!
Mesela onun kokusu…
Onun kolları
Onun bedeninin boşluğuyla yanan bir kalp var…
Çok şey var teninde, sevdiğim!
Dokunmaya çekindiğim çok şey…