9
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
885
Okunma
Mihnet-zede şu ömrüm, cefâ-yı yârdan soldu
Bî-çâre bahtsız gönlüm, âh u efgânla doldu
Şekvâ ve âzârından, râh-ı sükûtu tuttum
Zehr-i mâr nazârından, tekdiri çiğ çiğ yuttum
Bir güftâr-ı şîrînin âh u zârıyla yandım
Melâlden bî-tâb düştüm, serâbı gülzâr sandım
Bir bülbül-i zâr bile, böyle velvâl görmedi
Şu fâni fettân dünya, bir gün huzûr vermedi
Bunca âh u enînden, sarardım, bîmâr oldum
Umutsuz intizârdan, bittim, târ u mâr oldum
İdris Esen, 2022, Erenköy
şekvâ: şikâyet etme, sızlanma
râh-ı sükût: sessiz kalma yolu
zehr-i mâr: yılan zehiri
güftâr-ı şîrîn: tatlı söz //melâl: sıkıntı, hüzün
bülbül-i zâr: inleyen bülbül
âh u enîn: ah edip gizliden inleme
velvâl: ağlayıp inleme //bîmâr: hasta
intizâr: bekleme //târ u mâr: perişan
Usta Kalemlerden:
Tanafür şu ruhumla, nas ettim terakki-ye
Münip eyledi gönlüm, bâki-yi hakiki-ye ... Kardelen-1