Öyle bir anlık gelme bana
Gel
Sonsuzluğunda zamanın
Gel
Öyle bir anda gel ki,
Sular çekinsin akmaya pınarından



Öyle soluk bakmasın gözlerin
Dol
Güneş bereketiyle içerime
Dol
Öyle bir sar ki;
Saçıma bile dokunamasın yadın elleri


Bir akşam vakti gel mesela
Dirilt batan günle kaybolan şavkımı
Devrilmiş kadehimi kaldır önce
Boş şişeleri at, sensiz anılarımla birlikte

Bir buse kondur hafifçe yanağıma
Yok et dudaklarımdaki kıvrımlarını acının
Dağılmış saçlarımı çek gözlerimden
Ve kaldır başımı sana doğru yavaşça

Bak gözlerime,
Sabırla ara senden kalan gölgeleri
Arala perdesini yüreğimin
Sor gözlerime nerede gizli geçitlerin kapısı
Söylerse sana geçit vardır içerime

Gel... Dol... Sar...

Var ol hiçliğinde çokluğumun
Çoğal derinlerinde ÖZ’ ümün...
Ben OL, Sen OL.
Sar BİZ’ i

HATIRLA AKDİNİ EVRENE...



30.08.2008
20:40