0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
432
Okunma
Bir şey mi var beni alıp götüren küçük çakıl taşlarına,
Çarpılıp durmuş ki kenarda kalmış ufalana ufalana,
Denizde kaldıramam ki dalganın durmadan savrulmuş olduğu yere.
YOK dedim bir vakit
Ve hala da görmediğim bir solukta çaresizim.
Karlar çelikten kafesine tutunurken,
Biliyorum anlatması güç
Anlatırsam susacağımdan korkarım
Yokluk bu işte varlığından usanırım.
Dediler ki yalnızlık bu imiş ne vakit ağlasam tanımı belli,
Söz de suskunluğu biliyor olmalı ki beklentisi bir bahar esintisi.
Geçenlerde çocuk olasım geldi,
Büyüdüm,
Büyüyor gözlerimde rüyalar oysa çok üşüdüm.
Geçenlerde çocuk gibi ağladım gizlice
Gizlendiğimden utanarak hıçkıra hıçkıra,
Oysa ben bir şarkı kadar dudaklara sığınıp kağıt kalem gibi boşluğa takıldım,
kalpten donmuş bir bakış kadar.
Beni götürsünler istedim.
Ceketimi unutmasınlar bir daha,
Üstelik yoruldu mu gecelerim
Sokak bu evinden daha sahici,
Vakitlerden uzun bir yokluk sabrı sonsuza,
Ve deniz seni ne zaman özlesem
Bir şiir çıkar karşıma,
Beni alıp götürün,
Üstelik körkütük bulutsu bir gökyüzü,
Ve daha yontulmamış bir ağaç kabuğuna gizlenmiş sevgilerim,
Ne diyordu hüzünler,
Gidenle kalınır mı gözden düşen damlayla.
YOK ki hala beklediğim şiirin içine gizlendiğim kadar huzur
Yokluk ki uzunca zamandır biliyorum ben bu yolu
5.0
100% (2)