2
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
712
Okunma
sen
yüzlerce kilometre
ötesinde
tmolos’un
ben eteğinde...
ne başında
ne ortasında
ne sonunda
bir kızıl gonca
yahut karanfil...
benim avuçlarım
toprak
benim ellerim
kil...
lüzumu
yokmuş
onca zamanın
bir üç saatte
bir
üç
saate
sığarmış her şey..
kırk ayağım olsa
kırkıyla
gelirdim
sana...
şafakta
yahut
gün batımında
kara bir üzüm salkımı gibi
asılı dururken
gözlerinde
hüzün..
keskin bir bıçak gibi
yaralarken
yüreğini zaman...
her şey
birazmış
her şey
azmış
on beş yıl değil
on beş dakika
ve
on beş saniyeye
sığarmış her şey...
bir gül koparıyorsun
ki
gülistandan
değil
bir lale
lalezardan
ne çok gecikiyor
insan
yaşadığı ana...
ne çok gecikiyor
şair diyor ya,
komşunun bahçesini
sele vermek içindi
su
ve tarlayı yakmak içindi
ateş...
okudum
ezberledim
öptüm sözcüklerini
ve
nimetten saydım
söylediklerini...
bir türkü de benden kalacak
ritsos
biliyorum
çok uzaklardasın
ama yine de
duy
sesimi...
duy sesimi...
elli üç yıl neymiş ki
üç hafta yetermiş
her şeyi anlamaya...
25/07/2022
ödemiş