1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
474
Okunma
RESÛLÜLLAH’IN ARDINDAN - 2
ŞİİR NO: 169 04-02-2009
Yaratılan her varlık, durmadan dönüyordu,
Herkes kendi dilinde, O’nu zikrediyordu;
Hakk gelmişti.. Batıl’ın gecesi bitiyordu...
Hakk Teâlâ; “SONSUZ NUR” Rehberi gönderdi,
Nur’dan Muhammed doğdu, bütün âlem şenlendi...
İnsanlık uyur iken; O, Rabb’e koşuyordu,
Çöl sıcak, çöl kuru, çöl dipsiz bir derin kuyu;
Koşmak; O’nun için, ümmetine giden yoldu...
Koşu, sonunda; Arş-ı Âlâ’da noktalandı,
O Nur’la; yalnız, Arz değil; Kâinat yıkandı...
Şimdi; O’nsuz, vermiyor.. Güneş’te ziyasını,
Ay, dengeyi kaybetmiş.. bulmuyor hizasını;
İnsanlık; kör, kötürüm.. bekliyor belâsını...
Nur’u; yine ufukta.. Yine, tekrar doğmakta,
Bekliyor ki; ümmeti, toplansınlar.. “bir saf’da!..”
Şimdi; koşma sırasını, ümmeti üslendi,
GÜL’ünün bıraktığı, izlere kilitlendi;
Kılınç, kında parlıyor.. İman, kalpde birlendi...
Fakat; O, yok.. O, gözyaşlarımızı silendi,
O; bizim nefsimizi, bizden iyi bilendi.
Şimdi, zaman kısaldı.. Kıyamet çok yaklaştı,
İnsan; yerini, insan tortusuna bıraktı;
Azgınlığı ile de, son durağına vardı...
Ah!.. Bir de, başımızda Resûlüllah olsaydı,
Ellerimizden tutup, ayağa kaldırsaydı...
Rabb; yine, gönderiyor.. Bir kutlu vekilini,
Adı; Muhammed olan, “Nurlu Halifesi”ni;
Yakında; Dünya duyacak, “MEHDİ”nin sesini...
Herkes duymalı, bu kurtuluşun müjdesini,
Çünkü; herkes bekliyor.. O, Zat’ın gölgesini!..
15-07-2007 SAAT:14:30 Konak/İZMİR:
5.0
100% (3)