1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
351
Okunma

TUTSAK
Muhasebe
ve murakabinin binlerce şekli vardır.
Yaşamın her bir alanına göre
Onun bir murakabe ve muhasebe şekli vardır
Ayrıca her muhasebe ve murakabe halinin hal olarak da bir şekli vardır
Bütün âlemler uluhiyet makamı ile rabıtalı olarak devam etmekte ve ilemektedir
Bu alemde ve bundan sonraki bütün alemlerde de
her murakabenin kendine has bir muhasebe şekli gözetim şekli bir rabıta şekli vardır (özü sorgulaması) vardır
Farkında olarak ve olmayarak
Her insan bunu aslında ihtiyari ve ğayri ihtiyari yapmaktadır
Her düşünsel ve tefekkürsel aklın işleyişi ve aktivitelerinin tezahür ü çeşitleri vardır
Kimi konuşur
kimi düşünür
kimi çığlık çığlığa bağırışır
kimi ağlar
kimi sessizliğe bürünür
Ama bunların hepsinde de muhasebe vardır murakabe vardır rabıt vardır.
Duygusal ve düşünsel ağlar ve yollar vardır
Rabıta deyince:
Zabıta yaratıcı ile bağlantılı hareket anlamına gelmektedir
Sonuçta duvara ahşap zemine bir şeyi tutturduğunuz çiviye de raptiye diyorsunuz yani bağlama bağlayıcı
Aşkın haritasını kim çizebilmiş de
ben çizeyim
Çıkarsınız yola Gezer ve görürsünüz haritayı öğrenirsiniz
İsterseniz buyurun beraber çıkalım
Eğer mana alemi gördüğünüz
Evrendeki insanlık alemi gibi ise
Biz onun için de
serseri dolaşan sokak çocukları gibiyiz
Halimizden : Biz utanalım utanmasına da
Bize ihanet eden hainler de utansınlar
Mustafa Çoban
19.04.1997 erbaa/Tokat
Ana Karakterler:
Aşkım bekadan gelen ağlamaların sesi
Mustafa Çoban
Kayıt Tarihi:3 Haziran 2022 Cuma 18:06:32
.
TUTSAK
Topraklar gibiyim
Sahipsiz kalan
Verimsiz çorak
Taşlık kış dağım
Ağaçlar gibiyim
Yere yıkılan
Kıymetsiz sararır
Dalım yaprağım
Yitirmeyip taze
Yürek saklamak
Karartmayıp yüzü
Nur’la aklamak
Çalışıp Allah’tan
Sonra beklemek
Alıp hak etmemek
En son durağım
Karışık aklım
Bulanık kalbim
Hakkın el verdiği
Kula hayranım
Bu yolda aldanan
Yıkılan çoktur
Depreme uğradı
Bu Gönül dağım
Bulmuşsa birisi
Kılmıştır nasip
Tövbenin iyisi
Kötüsü olmaz
Halime tercüman
Olmuyor dilim
Ben nefsin elinde
Esir tutsağım.
Acemi şairin
Bozuk ayaklı
Şiiri gibiyim
sorma halimi
Başı sonu tutmaz
Cümle gibiyim
Felçlimi..? kanser mi
Düşünsel ağım
Kıymayıp dostuna
Nefse darılmak
Şefkat’e eğilip
Aşka sarıIrmak
İşimiz meydanda
Boşa yorulmak
Ruha çalım satan
Nefse tutsağım
Susu ver bilmezsen
Acıklı ağıtlarımı
Ömrü ağlamakla
Geçen ırmağım
Gerçeği anlayan
Düşüp savrulmaz
Aşar dağı taşı
Yollarda kalmaz
Ağyarın diline
İnanıp kanan
Ömrü israf eden
Sefil ahmağım
Amansız velvele
Tüm yeryüzünde
Can kurtarmak için
Çırpınır alem
Mecnun leylasını
Arayıp bulur
Şirinsiz ferhat’ım
Yarılmaz dağım
Kandili karardı
Can evi zindan
Akıl kaçıp gitmiş
Rehberi pinhan
Solduran sevginin
Açan gülünü
Bir zalim elinde
Böyle tutsağım
Uykulara yatıp
Dalıp giderek
Sandım ki varırım
Böyle sinerek
Ben sana küskünüm
Sanma düşkünüm
Bîtab ve çaresiz
Böyle tutsağım.
Gönül sarayımız
Harabe bizim
Tahtığında sultanı
Hal etmiş nefsim
Çok üzgün canım
Dokunma dostum
Cehlime hükümlü
Mahkum tutsağım
Gülmek güzelliği
Seçmekle nasip
Varmak kervanına
Girmekle nasip
Atmak tutmak ile
Zafer bulunmaz
Harabenin düğünü
Bayramı olmaz
Sahibi Can verip
Ölen kısrağın
Durumunda aklım
Cehle tutsağım
Nigar’ı gönül’e
Yüzsüz şu aklım
Hüznü ile eğilir
Yerlere alnım
Yalnızım dertliyim
Yıkıldı canım
Kadir’e uğrayan
Esir tutsağım
Düşmanım da bende
Dostum da bende
Muhtaçlık varısa
Nusha ve pende
Her kulun ahvali
Kendi elinde
Kul nankör olunca
Hak cömert olsa
Halî hakka der ki
Nefse tutsağım
El medet elmedet
Nefse tutsağım
Mustafa Çoban
19.04.1997
5.0
100% (4)