2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
927
Okunma
Kibir şiir,
Yalan gerçek
Ve
Aşk karanlık bir oda, gündüze görünmüyor.
Ölü bir kadın vuruyor düşüme,
Canavar bir mavi emiyor kollarımı.
Aşk’ınlık dalgınlığında işte geliyor
Kibir şiir, Yalan gerçek
Ve
AŞK
Karanlık yüze dönüşüyor.
Masumdu ellerin, sözlerin
Hiçbir inanç kokmazdı gözlerin
Sen bense, ben sensem, o kadar iç içe
Zayıf düşerdi
Kimsesiz umudum.
Çökkün bedenine, daralt kendini
Gelenler, gidenler…
Kapısı açık odanın kaçıncı karabasanıdır
Denizi delip, boşluğa çıkan meleğin.
Ölüdür kadın, başka bir mahlûkattır yaşam
Kimi zaman sevili, kimi zaman cana yakın
Cansız bir düştür Aşk
Kibirli, yalandır.
Sen şimdi geçkin sokaklardan gene geç
Sen şimdi küskün odaları, pencereleri süz.
Tüm ölüler şahlansın içine
Ve
Sen şimdi emilen kanını o kristal bardakta sun.
Kibirlidir Aşk
Eskimiş her söz artık onu arar
Yalandır aslında gerçek.
Gerçek, kanser edasında pis kokan ipekli kumaşlara bürünmüş.
Ölürsem, o kadın yanımda şimdi.
Ölmezsem, mavi kırılganlığında karabasan dolar .
Karanlıktır odam
Dışarıda ne var, gün mü gece mi?
Bu odaya ne doğar,
Aşk mı yalan mı?
Hepsinin çığlığı neden yüreğimi boğar?
İçim görünseydi
Sana ne anlatırdı?
Kış boğmuş Aşk’ı
Tarih olmuş sahne büyük düşler arkasında
Yitirmiş o masum kız kendini
Ölü bir kadın olmuş tarihe
Ve
Şimdi sen yeni bir isim bulmalısın kendine,
Yoksa
kalacaksın sonsuza kadar geceye.