Bak nasıl kıracağız hasretin inadını
Yeterki vuslat günü dem olsun senin çayın
Bak nasıl mutluluklar çırpacak kanadını
Yeterki muhabbete cem olsun senin çayın

Bilmem mesafelerin neden dediği dedik
Seneler akıp gitti baş başa gelemedik
Yılların ıstırabı gönlümde açtı gedik
Kalbimdeki yaraya em olsun senin çayın

Zerdali meyve verir eğilirse dalları
Özlemlerin kemendi sarar ise yılları
Bir gün susuz çöllerde katedersem yolları
Kuruyan dudağıma nem olsun senin çayın

Aşkının badesini kadehte içtiğim an
Ecel denen avcıyla arayı açtığım an
Beni bende hapseden kafesten uçtuğum an
Kapancanın önünde yem olsun senin çayın

Babil’in bahçesinde veyahut samanlıkta
Fark etmez porselende isli bir çaydanlıkta
Bulutlu gecelerde zifiri karanlıkta
Yolumu aydınlatan şem olsun senin çayın

Kim bilir kaç aşığın hali Mecnun’dan beter
Kim bilir kaç sevdanın közde dumanı tüter
Belki sonsuza kadar bunca hasretlik biter
Yeter ayrılıklara gem olsun senin çayın

14. 02.2022 Kütahya