33
Yorum
72
Beğeni
0,0
Puan
1666
Okunma

Çocukları ölmesin diye çoraplarını ellerine geçirmiş Afgan anne Van’da donarak can verdi...:(
Sana,
Havaya, suya ve çorak topraklara
Düşen cemre dilinde içimdekini gömsem
Ve, kurumuş dallara
İntihar eden kuşun
İlhamını döşesem
İsterdim
İçindeki kasveti çekip alıverecek
Kışın siklamenlerle
Sana,
Mehmet Abiden sevda mektubu versem
Yaralara dönüşen
Yaşam ölüm arası
Soğukluğu gidersem
Düşlerinde ağustos
Sonu vuslatla biten
Baharları derleyip
Yağmurun saçlarına dokunduğu gün olsam
Nazlı bir kuğu gibi güneşin gözleriyle
Fırat’a gelin giden omuzunu okşasam
En çok da,
Yüreğinde gizlenen
Kahır, sitemi, derdi
Birer birer toplayıp
Mutlu olasın diye deryalara savursam
Yalın ayak ulaşıp tek katlı köy evine
Bir tandır ekmeğinde aç karnını doyurup
Bozlak türküleriyle efkârını dağlasam
Sarı çiğdemler ile yanık yanık ağlasam
Al yazmalı yüzünü Kızılırmak yıkasa
Süphan’dan Toroslara uzansa gül nefesin
Anadolu sevinse coğrafyam mayalansa
Sofranda bir kaç başla
Kekik koksa ayranın
Sana, senden geriye
Şimdi dilim dökülür, söz yokuşa sürülür
Bilirim ızdırabın, hüznün bana öykünür
Bilirim ki mevsimler dört değil beşten öte
Vakit akşam üzeri, ebabiller koynunda
Kaz tüyüdür döşeğin, yurdun cennet kokusu
Sarsa da şu havayı bir karanfil vedası.
GülRa____