Tarihe nam olan öyle bir sevda ki,
Bilemezsin ne ejderhalar yendi
Ak kırmızı rengiyle öyle bir büyü ki,
Bilemezsin ne imparatorluklar devirdi

Şimdi ben Kızıl deniz ortasında,
Kendini bilmez çakal sürüleri arasında
Bu ne hiddet, bu ne heyecan, bu ne şuhu,
Ah, bilemezsin yok böyle bir düşman süruru

Ak kırmızı rengimle tarihe nam salacak kavgam
Öyle hiddetliyim ki yok büyümün karşısında duran
Ben savaşta, ak kırmızım esefle dalgalanmakta
Kim; “Dur” diyebilir ki bana?

Dinmeyecek camilerde ezanım
Cirit atacak sokaklarda çocuklarım
Bir ayrı gurur, şerefle dalgalanacak al sancağım
Başlarını yere eğecek kendini bilmez çakal düşmanlarım

Yeşil tabutumun al örtüsü
Şehidimin dilindeki sevda türküsü
Savaş dergâhlarının hasret öyküsü
Bambaşka gurur taşıyor al bayrağım

İşte tarih,
Yazıyorum kavgamı sana,
Soran ne bilsin,
Ah bu ne bahtı kara

Öyle bir şeref, öyle bir şeref,
Öyle bir şeref ki al bayrak bana
Yok, böyle gurur yok, böyle dava
Hançerli omzumda can veriyor
Çıkacak canıma…

La Rocca Rukiye Baldede
Tarih: 18.07.2005-Pazartesi
Saat: 18.30