1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
394
Okunma
Uykunun firar ettiği gecenin geç saatinde
Suskun bir dil Suskun gözler
Soğuk duvarlarla konuşuyor
Dolun ay sarılı siyah gri gök
Sızıyor içeri penceremin perdesini aşarak
Dolaşıyor gemilerin uğramadığı limanda
Sahil kenarı ışıkları sarıdan kirli beyaza dönüşmüş
Ağır ağır adımlarla geziyorum
Her karesini uzunca yol
İşliyor ayaklarımda soğuk tüm bedenime
Cevapsız sorular gelmiş ardımda
Esir ediyor kendine benliğimi
Dehlizler gibi karanlık çok yönlü
İsimsiz ve yönsüz ilerliyor durmadan
Gelmeyen sonu tuneler gibi
Ürperten sesler kulağımda
Bir ışık arıyor dur durak bilmeden
Medetin ya belkiler adsız yarınlar
Yağmur öncesi ve sonrası oluşup
Gökten yere arşınlanan yıldırımların
Ayak sesleri çatırdayan fay hatları
Oluşturduğu sarsıntılar his edilir derecesinde
Boşluğun içinde oluşan girdap
Savuruyor beni bir o yana bir bu yana
5.0
100% (1)