2
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
475
Okunma
Canı hoşnut etmeye, neler neler düşlerken
Acınacak duruma, gelmişim hükümsüzdür
Gözlerimde hüzünler, dans etmeye başlarken
Ağlanacak halime, gülmüşüm hükümsüzdür
Başımı taştan taşa, çalmışım hükümsüzdür
Yolun ciddiyetini, ruhuma takınırken
Kaybettiğim savaşın, hükmüne direnirken
İnleyen bülbüllerin, derdiyle dertlenirken
Baldıranı bal diye, bilmişim hükümsüzdür
Gün görmemiş belayı, bulmuşum hükümsüzdür
Yaşanacak anları, senelere saklarken,
Beni benden edeni, bedene yasaklarken
Cümle günahlarımı, birer birer aklarken
Örs, çekiç arasında, kalmışım hükümsüzdür
Her anım vurgunlarla, dolmuşum hükümsüzdür
Vuslatın perdesini, ellerle aralarken
Kaybolan umutları, makbere sıralarken
Müflis tüccar misali, maziyi kurcalarken
Yalan dünya ben senden, yılmışım hükümsüzdür
Aşkın önünde köle, olmuşum hükümsüzdür
Yolların asisinden yüzü hüzün sararken
Şafaklarda kaybolup, tan vaktini ararken
Yıldızları söndürüp, açarken düşe yelken
Gecelerin hakkını, bölmüşüm hükümsüzdür
Şeytanların aklını, çelmişim hükümsüzdür
Kaf Dağı’na yol bulup, mana katarken cana
Cemalinden gül çalıp, başlarken heyecana
Sakarya’dan el alıp, uzanırken ummana
Aynaya baktığımda, ölmüşüm hükümsüzdür
Has bahçenin gülüyken, solmuşum hükümsüzdür
Koyar iken hayatî düşlerimi yoluna
Bırakmadan kararı asla nefsin eline
Aynada saklı sırdan, Delibal’ın soluna
Gariplik sıfatını, almışım hükümsüzdür
Derin düşüncelere, dalmışım hükümsüzdür
DELİBAL – Celil ÇINKIR