Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Sadık KARADEMİR
Sadık KARADEMİR

GARİP HAFIZ

Yorum

GARİP HAFIZ

8

Yorum

20

Beğeni

0,0

Puan

916

Okunma

GARİP HAFIZ

Erzurum’da doğdu bir garip Veli
Dedesi İbrahim Hakkı’dan eli
Öbür dedesi Hacı Mahir Ali
Garip Hafız şeyhlerinin peşinde

Torum şelalesinden gülüp atlar
Bektaşi dedesinin ödü patlar
Daha beş yaşında keramet katlar
Garip Hafız ermiş küçük yaşında

Kur’an-ı Kerim’i güzel okurdu
Hattı sever ilmek gibi dokurdu
İlim ve irfanın oldu hep yurdu
Garip Hafız oldu kendi işinde

Edip Efendi’den çok feyiz aldı
Sivas’ta hoca olarak çok kaldı
Hacıköy’e geldi manaya daldı
Garip Hafız hep dergahın başında

Mustafa Niyazi onu duyurdu
Kıraat ilmini oku buyurdu
İstihareye yatarak uyurdu
Garip Hafız dersi aldı düşünde

Çok kibar nazik ve yumuşak huylu
Dikkatli haya sahibiydi soyu
Kimseyi incitmez asildi boyu
Garip Hafız hüzün olmaz kaşında

İnsana fayda iki ilim vardır
Diyanet ve tababet bunlar kardır
Dergahı hep dolu yüreği hardır
Garip Hafız nardır nefsin aşında

Sonunda Ankara’da vefat eder
Sevenleri durmaz almaya gider
Öldüğümde türbe yapılmasın der
Garip Hafız yazar mezar taşında

Sadık KARADEMİR

Anadolu’da yetişen velilerdendir. 1321 (m. 1903) yılında Erzurum’da Cedid mahallesinde dünyaya geldi. Adı İbrahim Hakkı olup Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin torunlarındandır. Anne tarafından dedesi Hacı Mahir Efendi, Rifaî tarikatı şeyhi idi. Garip Hafız, küçük yaşta hep babaannesi ile birlikte dayısının yanına, Erçiş kasabasına giderdi. Buraya yakın olan Tortum Şelalesi kıyısında akranları ile oynardı. Bir gün yine şelalenin kıyısında oynarken, bir Bektaşi dedesi gelerek, çocuklara: "Buradan aşağı atlayabilir misiniz?" diye sordu. O sıralarda beş yaşında olan Garip Hafız: “Ben atlarım” diyerek yukarıdan şelalenin döküldüğü yere atladı. Allahü Teala’nın yardımıyla suya değer değmez top gibi fırlayarak kenara düştü. Şela­lenin yanındaki keçi yolundan yukarı çıktı. Olanlar karşısında dehşete kapılan Bektaşi dedesi korkusundan hızla uzaklaşıp gitti. Garip Hafız, Erzurum’da, Mustafa Niyazi Efendi’den Kur’an-ı Kerim dersi aldı. Çok küçük yaşlarında hafız oldu. Yine Erzurum’da Hacı Ahmed Efendi’den hat dersi aldı. Kur’an-ı Kerim’i çok güzel okurdu. Mustafa Niyazi Efendi, Garip Hafiz’ı talebeliğe kabul etmeden önce isti­hareye yatmasını ve rüyada ne gördüğünü söylemesini istedi. Rüyasında, hoca­sı Mustafa Niyazi Efendi elinden tutarak camiye götürdü. Caminin içerisinde on iki âlim yarım daire, halka kurup oturmuşlardı. Mustafa Niyazi Efendi camideki âlimlere: “Efendiler, bu çocuk kıraat ilmini öğrenmek için talebe olmak ister. Ne buyurursunuz?” diye sordu. Onlar: “Oku hafız, oku!” dediler. Ertesi gün Garip Hafız rüyasını Mustafa Niya­zi Efendi’ye anlattı ve ona talebe olarak kıraat ilmini öğrendi. On iki yaşına geldiğinde annesini kaybeden Garip Hafız, Erzurum’dan Sivas’a gitti. Burada Kazancızâde Emin Edip Efendi’nin sohbetlerine devam etti. O zattan feyiz aldı. Sivas Darül Muallimin okulunda Arapça ve Kur’an-ı Kerim hocalığı yaptı. Sivas’tan Gümüşhacıköy’ün Gümüş kasabasına gelerek Haliliye Medresesi’nde ders vermeye başladı. Ayrıca bu medresede yakınında bulduklarına güzel İslam ahlakını öğretmekten geri durmadı. İbadet saatlerinin dışında ziya­retinde bulunanlara sohbetlerde bulundu. Garip Hafız Efendi, çok kibar, nazik ve yumuşak huylu bir zat idi. Kim­seyi katiyen incitmezdi. Birisinin hatasını görse, hatasını ona başka yollardan duyurur, "Sen böyle yapıyorsun" diyerek yüzüne vurmazdı. İbadetlerini çok gizli yapardı. Dikkati çeken her şeyden sakınırdı. Son derece dikkatli ve hayâ sahibi idi. Sohbetlerinde kimseyi sıkmazdı. Bütün hayatını diz üstü oturmakla geçirdi. Sohbetine gelenler ne murad ederlerse, sormadan cevap alırlardı. Muaviye’ye buğz edenlerden üç kişi Gümüş’te sohbetine geldi. "Efendi! Muaviye hakkında ne buyurursunuz?" diye sordular. Garip Hafız Efendi Hazretleri: "Hazreti Muaviye sahabedendir. Sevenler selamettedir. Aleyhinde bulu­nanlar azaptadırlar. O, sahabenin büyüklerindendir. Rasulüllah Efendimiz’in hadisleri ile övülmüştür. İmam-ı Hüseyin Efendimizin şahadetine sebep olan Yezid dahi son nefesinde imanını muhafaza edebildi ise, onun hakkında bile kötü söylemek tehlikelidir" buyurdu. Garip Hafız Hazretleri’nin ziyaretine gelen bir zat: "Hoca Efendi! Ben de sizin gibi olmak istiyorum" deyince:

"Pazarda satılsa otuza kırka

Ben de alırım vücuduma öyle bir hırka"

cevabını verdi. Taşovah Kadir Hafız bir gün iki arkadaşı ile ziyaretine geldi. Kendisine: "Efendim! Nefsini tanıyan, Rabbini tanır" hadis-i şerifi üzerine sohbet buyursanız, memnun oluruz" dedi. Garip Hafız Efendi: "Evladım! Bu makam çok yüksek bir makamdır. Siz şeriatın emirleri ile iktifa edin. Basamak basamak çıkın bu makama" dedikten sonra şu beyitleri okudu:

Sür çıkar ağyarı dilden, tâ tecellî ede Hak

Pâdişâh saraya konmaz, hâne ma’mur olmadan.

Kenz açılmaz sol gönülde tâ ki pür-nûr olmadan,

Mutu kable en temûlû sırrına mazhar olan

Haşr-ü neşr-i buldu gördü, nefha-i sûr olmadan.

Biz ricaliz, geçmişiz kim gör ezelden tâ ebed

İçmişiz aşkın şarâbın âb-ı engûr olmadan.

Bir acayip aşka düşmüş yanar Şems-i müdâm,

Hakk’a makbul olmak ister, halka menfur olmadan.

Daha sonra şöyle devam etti: "Bazıları, kendisi bu halde, bu makamda olmadıkları halde, buralardan söz ederler. İnsana faydalı olan iki türlü ilim vardır. Bir ilm-i diyanet (din ilmi), diğeri ilm-i tababet (tıp ilmi)’tir" dedikten sonra Kadir Hafız’a dönerek: "Sen o gün görürsün, o vakitte dağların paramparça olduğunu" mealin­deki ayet-i kerimeyi okudu. O zat içinden: "Ben nefisten sual arz ettim. Efendi bana dağların yıkılacağından bahsetti" diye geçirirken, Garip Hafız Hazretleri: "Nefs dağı, görmüş olduğun dağlardan kavidir, kuvvetlidir. Nefs dağlarının parçalanması ile dosta kavuşma yolları açılır" buyurdu. Garip Hafız Efendi Hazretleri, ömrünün sonuna doğru Merzifon’a yerleşti. Çevresine ilim ve irfan saçmaya burada da devam etti. 1396 (m. 1976) yılında Ankara’da vefat etti. Naaşı, Amasya ili, Gümüşhacıköy ilçesi, Gümüş kasabasına getirilerek Haliliye Medresesi’ne defnedildi. Sağlığında, kabrinin üzerine türbe yapılmamasını vasiyet etmişti.

Yüce Allah sırrını mukaddes ve mübarek kılsın.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Garip hafız Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Garip hafız şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GARİP HAFIZ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
AZAP
AZAP, @azap
1.12.2021 23:26:54
bilgi ve ihlas dağarcığında anlam derinliği içinde vefa dolu çok harika bir gönül sesiydi dost kutlar esenlikler dilerim...
ASIKLUZUMSUZ
ASIKLUZUMSUZ, @asikluzumsuz
1.12.2021 23:05:14
Merhaba değerli dost
Kutladım kalemini ve eserini
Gönlüne, ömrüne bereket
Sağlıcakla
Kardelen çiçeği
Kardelen çiçeği, @kardelenc-i-e-i
1.12.2021 22:49:00
Değerli şairim bu tür destansı hayat hikayelerini hece düzeneğinde yazmak çok zordur ama siz bunu en güzel başaranlardansınız. Ve kıssadan hisse emek işiydi elinize, yüreğinize sağlık.
Günümün şiiridir diyorum ve gönülden kutluyorum.
Sonsuz saygı ve selamlarımla...
DÜŞLER SIĞINAĞI
DÜŞLER SIĞINAĞI, @dusler-siginagi
1.12.2021 14:08:54
Allah rahmet etsin
harika
selam ve sevgiler
se
sedat hünker, @sedathunker
1.12.2021 13:51:11
Çok güzel şiir sevgiler saygılar selamlar sağlıcakla kal Allah'ın selameti üstüne olsun
Osman Akçay
Osman Akçay, @osmanakcay
1.12.2021 13:43:35
Garip Hafız'ın Gümüş'te olan kabrini ve kaldığı yeri ziyarete ben de gittim.
Hatta kayınvalidem kendisini çocukken görmüş.
Allah rahmet eylesin.
Mekanı cennet olsun.

Şiiriniz için sizi tebrik ediyorum.
Kaleminize sağlık.
Nice şiirlere.
Esen kalın.
Mesut Tütüncüler
Mesut Tütüncüler, @mesut-tutunculer
1.12.2021 13:26:27
Yürek sesiniz daim olsun
Bu kıymetli eserinizi ve sizi kutluyorum
Saygı ve selamlarımla, sağlıcakla kalınız.
Ahmet Coşkun 1
Ahmet Coşkun 1, @ahmetcoskun1
1.12.2021 10:34:17
şiirde yazıda çok kıymetli anlamlı
araştıran duyuran kaleminiz daim olsun
kutlarım...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL