16
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
1280
Okunma
Evvel zaman içinde, çok, çok önceleri
Söz, alınmış verilmiş; yok, yok günceleri
Yaradan’ın indinde; dünyaya gelmeden
Söz, yazılmış çizilmiş; hayayı bilmeden...
Bu nasıl söz; bilseydim, sözümü unuttum.
Nasıl bilmem; deseydim her sözümü tuttum.
Diyemem, diyemedim; kuruttum gülümü
Kırıldı yapamadım; zor tuttum gönlümü
İşte o vakit bir tin gönlüme meyletti.
Kısa ömrüm pek çetin, ömürler nakşetti.
İlmek ilmek işlemiş (göz) nurunun nurunu
Söksen olmaz; çekilmiş (söz) kalenin surunu
Fethetti her bir cana, seher çekilmeden
Hüthütüm Süleyman’a haberim salmadan
Dedim ya evvelinde; çok, çok önceleri
Yaradan’ın indinde; yok, yok günceleri...
Yürek yangın yeriydi, ateşi kim koydu.
Bu gözün son feriydi, can şu ömrü doydu.
Yerde koyma sözümü, vuslat at kalbimi.
Ya da vur, vur yüzümü; al benden ahdimi.
5.0
100% (28)