11
Yorum
49
Beğeni
4,9
Puan
994
Okunma

kimsesiz gözüm
çukuru kasvet havası
yüzüm yıkık ayrılık davası
dağların da maral gibi vurulası
aşk soruyor ya bu böyle neyin yası
yüreğim içten gelen bi söz doğurabilir
ve belki cehennem soğuyabilirdi
oysa çektiğim nefes sığmıyor yalnızlığıma
ayrıksanmış gecelerde yitirdim yolumu
kirletilmiş heceler de
kaybolup gitti mavi çocuk rüyası
bir bilinmez heyulanın ardından
yollarına düştüm ben
hayatın bi yerinde
kırdı kendini anılarımızı yazan kalem
ölmezden ölmekmiş tükenmez çilem
acıyı da bilir elbet yaşadığımız alem
dört duvar tabut kimse sebebim sormaz
korktuğum masallar gelir aklıma
bıçak koy göğsüme
ağ ger üstüme belki ruhum rahat durmaz
gölgemi duvardaki çiviye as
çerçevele en bilindik resmimi
her şiir türkü olmaz biraz da gam bas
en çok annemin ağıtlarında duyulur yas
ocakta söndürdüm haziran ateşimi
ve hiç bir yangından alamadım eşimi
elbet bilirim küllerimden doğmayı
bu aşk’a savurduğumdan beri leşimi
mavi karanlık gece
kim ağlar kim susar hece hece
gül düştü sigaranın söndüğü yerde
bir avuç toprak oldum duman esince
"lan oğlum
ne çok sevmişim seni ben" dedi
________fatihadan önce kendi dilince...
5.0
97% (28)
1.0
3% (1)