Çalışmağa
zaman bulamayan
zavallı tembeller
işten başını kaldıramayan
modern köleler
gençlerden öğüt alan
akıl küpü yaşlılar
eski dertleri unutturan
yeni dertler


vefâsız eski dostlar
hayırsız yenileri
aceleyle vapurlara koşan
vapurlardan, kaçarcasına
inen insanlar
aşkı arayan aptallar


bıkmadan usanmadan her yıl
çiçek açan, meyve veren ağaçlar


bî-vefâ eski sevgililer
kuyruklarını neden salladıklarını
bilmediğimiz kediler


tüm vaktini sınavlar için
kopya hazırlamakla geçiren
gayûr öğrenciler


bir iki yıl daha fazla
yaşayabilmek ümidiyle
ömrünün yirmi, otuz yılını
kapalı fitness salonlarında
geçiren hayat sevdalıları


ve tamirci görmedikleri halde
ikide bir bozulan arabalar


rüzgârların önünde
bıkmadan koşan kum taneleri
komşularına vedâ etmeden
dallarından savrulan
hazân yaprakları


aklından şikâyeti olmayan deliler
bir bilene danışmayan akıllılar
rüşveti adâletle dağıtan
dürüst hakimler


sözün nereye varacağını
kestiremeyen bilmiş proflar
rektörler, köşe kadıları
tv cadıları


asırlardır hâlâ
yem diye oltalara takılan
tecrübeli balıklar


ve daha nice tuhaf bi şeylerle
doludur şu dünya denen
bu âlem


İdris Esen, Mayıs, 2015, Erenköy