8
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
907
Okunma

Bin yıldır yazılan eski bir mektup gibiyim
Kulaklarımda uğulduyor bitmeyen şarkın.
Çöl kanunları gibi, değişmiyor yasakları aşkın.
Gözlerimden geçiyor Nil, karanlık ve sessiz
Bir paslı, eski çağ kaması kalbimde duran...
İçimde hiç susmayan sevda şarkıları
Ümmü Gülsüm’den avaz avaz !
İsli bir kandilde hapsedilmiş duygularım
Kör bir kuyunun dibinde ...
Durur Yusuf’un sabrında...
Sadrım hayal ötesi uçuyor
Anka kuşlarının kanatlarında dinlendirsem ağrımı
Sarp kayalıklara seslenirim adını, sana gelsin diye
Akseder ruhuma dönüpte, yankılanan seslenişler.
Leylak rengi akşamlara anlatıyorum yokluğunu
Çaylarım soğudu gelişini beklerken ... gelmedin
Güneş çok uzaktı ... yakıcı ufuklardan seslenişi ile.
İçimde volkanlar patlar, lavları yüreğimden
Zından zından alevler sarar bedenimi
Bana ulaşamadığını düşündükçe gecelerde
Masum uykularından alınıp, anlam veremediğin
Bu susturuluş ... acılar içinde ayrılığın ...
Gözlerime şaşkınlığın kanlı yaşları doluşur
Yürek yaralarım kanar, durmadan yanar ...
Uykular firar gözlerimden sen gittiğinden beri ...
Yorgun sabahlara umutla uyanırım... belkilerle ...
Eskidi mektuplar içimde okundukça
Giderken
Siyah gözlerde çaresiz nemli bakış
Bir eski çağ kaması gibi yüreğime saplandı.
aYGÜN dENİZ 2.Kasım.2021
5.0
95% (21)
4.0
5% (1)