5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
810
Okunma

HÜZNÜN ÇALAR SAATİ
Yanardağı misali kalbimi yakan acı
Merhemi yok bu derdin bulunmuyor ilacı
Kök salarken içimde ayrılığın ağacı
Hüznün çalar saati firkate beş var diyor
Yâri gönül bohçanda sarmalayıp sar diyor
Tuz Gölü’ne emsaldir akar çeşm-i pınarım
Yaralı serçe gibi için için yanarım
Gönül pencereni aç belki gelir konarım
Dayanamaz yüreğin ayrılık çok zor diyor
Yâri gönül bohçanda sarmalayıp sar diyor
Kalbimin kapısına asma kilit taktım ben
Işıkları söndürüp perdeleri çektim ben
Sen ayrılıp giderken ardın sıra baktım ben
Ruhum sensiz dünyaya yokluğunda dar diyor
Yâri gönül bohçanda sarmalayıp sar diyor
Firak ateşten gömlek dağlıyor yüreğimi
Tutuşturur hasretin şu gönül çerağımı
Kirpiklerimden düşen şebnem mi kırağı mı
Söndüremez odu’nu yüreğinin kar diyor
Yâri gönül bohçanda sarmalayıp sar diyor
Yok etmez uzaklıklar sevgin büyükse eğer
Rüzgar mumu söndürür ateşi hep körükler
Sevenler sevdiğini bir ömür boyu bekler
Dağları deldirir aşk git Ferhat’a sor diyor
Yâri gönül bohçanda sarmalayıp sar diyor
Yaklaştıkça ayrılık zaman koşar dörtnala
Vuslatı bekler iken saatler döner yıla
Bülbül murad alıp da kavuşamadan güle
Hazan kırıp dalını aşk bilmece sır diyor
Yâri gönül bohçanda sarmalayıp sar diyor
Tufan kopar içimde her yanım kış boran, kar
Hicran zemheri gibi vuslat yalancı bahar
Deli gönül diyor ki yalvarırım nazlı yâr
Beni böyle bırakıp gitme n’olur dur diyor
Yâri gönül bohçanda sarmalayıp sar diyor.
Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ..
Fotoğraf internetten alıntıdır
5.0
100% (6)