Desem de "gerek yoktur, artık şiir yazmaya"
Başlarsın iğneleyip asabımı bozmaya...


Biraz dert, biraz sızı, iç döküş biraz da naz
Şiir yazmak ruhuna iyi geliyorsa yaz
Yarla biraz hasbihal, yahut eylemek niyaz...
Gönlüne hoş gelecek, hoş edecek ne varsa;
Edeple yaz sözünü, ortaya ne çıkarsa

Eften püften sözlerle şişirme kafa tası
Kısa devre yapmadan, atmadan sigortası;
Koy kalbini ortaya, Hakk’a olsun rotası
Ömrün tasarrufu yok, biriktirilmez asla
Su gibi akıp gider zaman ile kıyasla

Ömür, hasat zamanı biçilenden ibaret
Geçilecek son durak, seçilenden ibaret
Şerbeti son nefeste içilenden ibaret
Her an ölecek gibi, her an hazır ol fakat;
Çok amel çok ibadet değildir asıl maksat

Anmak sevmek demektir, sevmekse anmak demek
Sevgi pınarlarından içip de kanmak demek
Uçup aşk ağacına aşk ile konmak demek
Kolay değildir elbet, zorlukta saklı sevgi
Tazimle anılmayan bil ki şakşaklı sevgi

Sevgi, muhabbet ile zuhur eder bilesin
Her dara düştüğünde Hızır eder bilesin
Kalbi, ilahi aşka hazır eder bilesin
Aşk, kuvvetli imanla Maşuktan razı olmak
O Rıza kapısından geçip huzur solumak

Yürüdüğün yola bak, geçtiğin duraklara
Çıktığın seferlere, bindiğin buraklara...
Kendini arıyorsan dönüp özünde ara
Yüce dağlar ardını hangi göz görebilir
Akan su mecrasını aktığı yerden bilir

Oyalamasın seni şu dünya meşakkati
Dert odur ki buldura, insana hakikati
Ya sabır çeke çeke öğrete sadakati
Bırak! Şu melun dünya, isteyenlerin olsun
Aldığımız her nefes aşkla huzur solusun

İlmini, edep ile süsleyen olmaz nadan
Bir olur mu koşanla, tembellik edip yatan
Seferle emrolunduk, Tevfik Hakk Teâlâ’dan
Bir gün, tahtadan ata, hepimiz bineceğiz
Allah’tan geldik yine Allah’a döneceğiz

Ölüm yeter derler ya! Ondandır defaatim
İşte bundan sebeptir bu günkü nasihatim

Bükülsün başın yere, yüzüne düşen arla;
Tâ içinde gürleyip kopan fırtınalarla...

14 Ekim 2021