3
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
438
Okunma
Lale devrinin post modern ıstırabına duçar
Tanıdık geliyor şu iniltiler dehlizlerden
Çarmıhlar geriliyor statülerden bozma meydanlara
Suni isimler almış sokak başı tabelam, begonyalar solmuş.
Nereden tanıdık? Kim tanıştırdı bizi senle bilmiyorum!
Daldırıp ithal pipeti, kana kana içiyorum piyaleden
Tam kızacak oluyorum çakırkeyif iken ahvaline
Elimi, dilimi, cebimi bağlamışlar az öteden az beriden
Atın da itin de izi dura dursun, ne at kaldı ne de nal
Üzengisi gümüşten, gövdesi mermerden biblolar çiftliği..
Öldüler! Öldürdüler! Öldürüldüler! Öldürdük!
Biraz onlardan biraz bizlerden kalan umutları
Sormadı hiç kimse; yorgun musun yolcu nereye diye
Falanların da filanların da kalanın da gidenin de canı sağ olsun
Tanıklık eden körler, kabarık kulaklı sağırlar ve dilsiz mücahitler
Sahi! Yorgun musun? İçelim mi çayımızı?