Kızardığında vakit, solacaksın gül yüzlüm
Kaybolacak izleri, kapanacak gözlerin
Dilim dilim şiirim, mülakatım son sözlüm
Yağıp (y)akacak son kez; aşk kokacak özlerin.

Boz kayalar başında; el yazmalım aktaş var
Gözüm seyret doyumsuz, mavisini göklerin
Hatıralar ıslatır, lahzası közlüm yaş var
Oturup saatlerce, sarmal zaman köklerim.

Film şeridi sararken, elemler hissizliği
Düz kayalar kuytusu, sıralı pelitlerin
Tuz lezzeti dilinde, kuzular sessizliği
Acıların toprağın! Gömülü elitlerin.

Bulutlandığında gök, başlayacak işkence
Aşk tutkumla titrerken, yağmurlar bedenimdir.
Yalıyor şimşekleri! Tufanıma düşkünce
Yasımı çeker toprak, akınlar gidenimdir.

Yıldırımlar mührüyle, şahittir yazgımıza
Gökkuşağı göğünden, fidanlar ağaçlandı
Börtü böcek orkestra, düğündür ezgimize
Ezel ebet aşkımız, gönüllerde taçlandı.

Teselliyi ararken, ışığına vuruldum
Sığındım yağmurlarda, saçakların altına
Nakışların kâkülü, aşk tahtına kuruldum
Akıyor nehir kalbim, durulur derin tuna.

Kızardığında vakit, solacaksın gül yüzlüm
Kaybolacak izleri, kapanacak gözlerin
Dilim dilim şiirim, mülakatım son sözlüm
Yağıp (y)akacak son kez; aşk kokacak nazların.