1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
339
Okunma
Bir güneş bir mendil dokunduysa fecre
Kızıldan öte bir yolda durdu amansız şu hengame
etrafta bir ninni uçuşur saçlarında, ince zar toprak, ince zar şu yatak
Örülü saçlar, örülü saçak
Perçemlerine dokundu mu bu masallı tarak?
Çehresi dolu yalın atak bir su, bastı ki
İmladan geçerken hay dokundu! hu kapısından! merak ne ki açtı zaten Dünyayı!
göğde yedi
tavan
boş saysa insanoğlu bu mahlukatı sofrayı
Çil çil dökülsen de tavandan en az bir kaçını bulsan dertten havandan dövünsek de ne şu tatdan şu meraktan me’yusuma konmasa şu yalan şu riyan
Doğru sözde durur da ballı dilleri şakır
Aman da şu dilleri nasıl dertle yıkanır edinmez belli şiardan hancıysak da, handa /n muzdarip bir yolda dursak...
Elinde baş tacı aklında hurma dalı
şu yaylada dağ kekiği
Yabanı
Duruyor orada minare alayı!
.........
5.0
100% (6)