1
Yorum
21
Beğeni
4,9
Puan
553
Okunma

//
.
.
.
evet
sanki
dün gibi
hatırlıyorum da
kahrolası meteliksizliğim
soğuk bir Montmartre akşamı daha
ısmarlamıştı ekmeği şarap ile ıslayan yanıma
üşüyor olsam da ağzımda çiğnemeden biriktirdiğim
son sıcak nefes ile süzülürken pervazı düşük penceremden
adını aşktan çalan tüm kamelya çiçekleri mırıldanıyordu şarkımızı
La bohème……
La bohème……
La bohème……
açtık,
açıktık
fazlasıyla
kendimizce kaçıktık
deli olmanın akl-ı zarafetiydik
sen ki, tuvalime tülsüz, tüysüz doğan
dekoltesiz bir sevabın arındırılmış gün’ahı,
bakire bir güneşin sancısız doğurganlığı gibiydin
ahh.. ben ki, yüreğimdeki fırça darbeleriyle tenimden,
tenine organik bir devrim yapacak kadar kızıl, baki ve bakirdim
La bohème……
La bohème……
La bohème……
aşktık,
aşıktık
adımız kadar.
zaman-ı geçmişi
asla sorgulamadığımız
an’ı inadına doğradığımız tastan
içtiğimiz terimiz kadar keskindi tadımız
sabahı uykusuz, kaçkın, kirpiksiz gecelerimizin
o fresk kokan figürlerine şövalemiz gibi dikilir ve tınısında
rüzgarın o örgüsüz saçlarına notalar iliştirip söylerdik hep şarkımızı
La bohème……
La bohème……
La bohème…
geçse de, vazgeçse de bizden inanmak biz inanmaktan hiç geçmedik, vazgeçmedik
.
.
.
//
ilhanaşıcıekimikibinyirmibir
5.0
90% (9)
4.0
10% (1)