2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
534
Okunma
İlim konusu öğrenilen edebi farklılık kadar önemli ise,
Yazının anlamı bir mezar taşı kadar nettir.
Eğer konusu kendi örf ve kültür ile bağlantılı olarak aktarılmamış ise,
O edebi eser ölü doğar.
Yaprak yeşilini kaybettiğinde
Oksijensiz alemde.
Ne ile yer alacak ki!
Ağaç onu terk ettiğinde ona da sararıp solar.
Bir ceylan ot yığınında kime beslenir.
Kim anlar yediği otun ona bedava verilmediğini, semizlenip canı su istediğinde
Ona bal niyetine şeker pancarı küspesi koca tırlara tırmanak bakarak yediğini.
Sadece sofra köfte, yürek meze mıdır ki?
Memleketin en güçlü pehlivanına
Övgü sözler ağam bile denildiğinde.
O bilmez ki "Amele Pazarında" para karşılığında hamal olması için satıldığında o bilmez ki, en sert sensin ağam derken bıyık altından "yeni esir" diye gülenlerin hainliğini.
Irgattan ağa mı olur alay edildiğinde anlar.
Keş üzümü pekmez yaptım diye dayak yiyen adamı
Kalleş diyen sarhoşlar.
Neden bağırırlar,
İçkisinin yanına mezemi hazırlamadım diye hem de.
Kuran-ı Kerimi para için okutuna,
İlmi bilimi yabana atana.
Kızmazlar da
Yalan söyleyenle bir tutarlar.
Ekmek taze yenmeli,
Türk Bayrağı asker selamı ile saygı duyulmalı.
İlim bilim nakış nakış işlenmeli.
Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşamalı.
Mustafa UYSAL
Kütahya Doruk Gazetesi
Araştırmacı-Yazar
04.10.2021
*
5.0
100% (2)