Her gönülde bir hançer izini bırakmıştır;
Ama hani goncanız gül olmadan soldu mu?
Yangından arta kalan közünü bırakmıştır;
Derbeder sokağından geçtiğiniz oldu mu?

Gönül kâbem yıkılmış tavafa hevesi yok;
Kapıya asıp gitmiş, isim yok adresi yok;
Üstünde dert kokusu sesi yok nefesi yok;
Sanki, idam mektubu; açtığınız oldu mu?

Bakışlar can diyorsa cümle bakışa muaf;
Gelme öyle dert kızı aklıma tuhaf tuhaf;
Düşünce dudağından cehennemlik itiraf;
Bakırköy’den bir oda seçtiğiniz oldu mu?

Çektiğim çile bıktı, kambur üstüne kambur;
Lan kitapsız, imansız, sözünü yutan gavur;
Bir yandan Neşet Baba bir yandan Ferdi TAYFUR;
Dinleyerek zil-zurna içtiğiniz oldu mu?

Yalnızlığın en berbat düşlerinde kaybolup;
Koynundaki hicrana her gece mecbur olup;
Dokuzdan kovularak onuncu köyü bulup;
Dilinizde şarkıyla göçtüğünüz oldu mu?

Hani yüzü gülmezdi taş olurdu unutan;
Tutuşan eller var ya vatan bilmiştik vatan;
Bir kızı bir oğlu var parkta elinden tutan;
Aman görmesin diye kaçtığınız oldu mu?

Ali ALTINLI – 25.09.2021
Saat: 23:37