Şükriye Teyzeanlaşılsın anlaşılmasın yazmak gerek kimi zaptedilenleri kanayanlarını yüreklerin yaz günü sıcak hiç bir şeyi bahane edemezsin hiç bir mücbir sebep yoktur ki alacasında şu cehennemi akşamın o insanı bırakıp kaçacak ağlar düzayak balkonunda Şükriye teyze ağlar için için yanar koca kürede yanar dağ ağzından solukları lav alev alev yürekleri dağlar nakşolmuşçasına benzetir her nesneyi oğluna yokluğuna yokluk kötü an sen ben hava su ve dağlar ne ki ağlar zor kaybına bir afet olur yaşanmışlık yılların evladıyla seslenir her gördüğünde içten içe tüter ciğerlerinde titrek nefesi kuyular kadar derin dayanabilirsen dayan dersin yüreğim seslenemezsin yürüyüp geçip gitmek istersin yürüyemezsin taş değilse yüreğin delip geçer her nefesi hançer gibi hançereni kan damlarcasına zehir damlarcasına damlar acı sıcak düğümler boğazını binlerce yıl sürecekmişçesine acısı yası bölüşebilmek denersin düşünemezsin deryaları dalgaları bölüşmek olası mı acısını örtüp başını düşüyordu yollara ağır ağır ne yolu düşünüyordu ne toprağı ne taşı yiyecek bir lokması vardı tatsız ekmeği evi ve aşı kara yere komasın erkencik ciğerini canını aratmasın her taşta toprakta evladını eğmesin önüne başını 16 Aralık 2007 Denizli |
tebrikler,