ESKİCİ

Yıllarca aradım seni her yerde
Gel şöyle soluklan, otur eskici
Anlat araya hiç çekmeden perde
Geçmişimi satır satır eskici

Geçerdin her sabah taşlı sokaktan
Söyle neler aldın bizim mutfaktan
Ne çaydanlık kalmış ne bakır sahan
Yok mu sende gönül hatır eskici

Hani gramofon, plaklar nerde
Anamın sattığı külekler nerde
Babamdan kalma o yelekler nerde
Gümüş buhurdanlık ıtır eskici

Bir köstekli saat, eski bir ceket
İç yanı yıpranmış siyah bir kasket
Kadife kesede dolu cam misket
Onca hasretliği yetir eskici

Hani ya kırık bir masamız vardı
O demir karyola gönlüme yârdı
Şu ahşap kapıyı kimler açardı
Beni o günlere götür eskici

Eskiler alırım derdin ya hani
Ölümlü dünyada insanlar fani
Yükünü yüklemiş olmuşsun kani
Kalmamış yüzünde fütur eskici

Gümüş gerdanlığa nasıl kıymıştın
Acımamış, çok ucuza saymıştın
Sanki yüreğime haciz koymuştun
Çaldığın mazimi getir eskici

Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ