3
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
421
Okunma

Öykü öykü sarıyorum zamanı
Bir alışmışlığın girdabında.
Herkes kendi dünyasının önem noktasında... İçinde bulunduğum dünyayı sevmiyordum aslında...
Verilen sözlerin tutulmadığı,
Söylenilen yalanların sırıttığı maskeler, Soğutmuştu göz pınarlarımı.
Artık dışarıdan nasıl görüldüğümün de hiçbir önemi yoktu.
İçeriden görebilenler yetiyordu yoldaşlığıma...
Öykü öykü sarıyorum zamanı bir alışmışlığın girdabında.
Çocukluğumun masum hülyalarının yerini,
Acı gerçeklerle takas etmiştim.
Attığım her adımı tırnaklarımla şekillendirmiştim.
Kâh gülmüş
Kâh ağlamış
Kâh sükuta boğmuştum rüyalarımı.
Ne güzel de anlatmıştı beni:
Yarı yaşını atmış omzuna
Öylece durmakta
Sırtına vurduğu her yük
Dünya zamanında
Kâh güler kimi,
Kâh batar Yusuf kuyusuna düşer gibi
Ben sır gördüm giz ile perde perde
Kimine deli dendi,
Kimine divane...
Pervanelik düşünce ömre
Kimse bilemez bu hâl’i melaliki.
Yarı yaşını atmış omzuna öylece durmakta
Sırtına vurduğu her yük dünya zamanında
Kabir yolu dedikleri bildiğin bir bahçe değil ki!...
Kimi azabında,
Kimi güller diyarında ....
02/07/2004
M.K
5.0
100% (5)