2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1197
Okunma
sarı kantaron kokusu üflenmiş,
hayali kaldırımlara,
sıçratmadan sularını buğulu testiler,
geçitlerin kanı sıvanmış,
lavaşlı tandırlara,
gider ayak üstelik.
eline sarılmış, ağzındaki çivit yarası,
yüreğindeki katran,
her genzine çektiğinde
işte bu kokuyu,
gözü yumulu
katmerli lavanta kokusunu.
kuytuluk hikayelerde çiçek açan,
gün doğarken dirilen perilere taç toka olan,
köpüğü sönük,
alttan akan ırmakların gözünde,
kemer kemer vuslat işte.
baş parmağı işaretli,
kınası diri,
uyku bastırdığında tam,
ışıkla karanlık söz birliği ettiğinde,
kol kola kelimelerden,
asma bahçelerden koşup,
uyuyacağım ebediyyen sinende.