13
Yorum
47
Beğeni
5,0
Puan
1259
Okunma

// zamanın aynası //
açlığın
ve alçaklığın
heyulası binince
kurt sürüye inince
kuralsız oynar oyun
çoban saflığın soyun
haydi bire beş koyun
vayy başına kuzunun
neyin peşinde uyruk
kıça sıkışınca kuyruk
boran denize buyruk
inince demir yumruk
aynıdır
kibrit çöpü ve tomruk
fırtınada denize düşünce umut
kaz dağları
siyanürleyip soy
bulursan altını oy
ölü gözlerine bozuk para koy
yürekleri ve elleri nasırlı
dili dimağı paslı
yalandır aslı
kimseler bir şey anlatmıyor
hak, adalete ve insana dair
nasılsa ateş düşmedi ocaklarına
ocak demlik fokurtusudur bak
ya toplarız yaprak yaprak
ya içeriz bardak bardak
atma recep alır toprak
yak dağları
parçala tüm bağları
ateşin ve alçaklığın sesi
değişmez gelince doruklardan
yüreğinin özü gibi
anasının gözü gibi
namerdin sözü gibi
nemrudun közü gibi
bir geyik tedirginliğine eş
korku burnunu solumak
öfken şeytana kardeş
yakar seni de o ateş
şuncacık halkın sesi
ulaşır hakkın nefesi
ulaşır yarına emaresi
gül kurusu yaprak moru
duru su gölgesine düşende
yüreğini sevgisizlikten koru
çıplak bebelerimiz gülende
tee senden önce bu canım memlekette
öyle güzel günlerimiz vardı işte yoksun yalnızlığına
kötü günlerimizi gömüp kalbin en dip karanlığına
güzel günlerin aydınlık hatırası kalaydı sonsuzluğa
ama kapılıp gittik yaktığınız ozanların duygusallığına...
5.0
100% (28)