6
Yorum
43
Beğeni
4,9
Puan
967
Okunma

şiiri üç ayaklı sandalyenin üzerine bırakıp
yarı çıplak bir küfrü lavaboya kusuyorum
yüzümün yarısını aynada kırıp
ebem kuşağından bir ölünün
yanlışlıkla yarasını kanatıyorum
vaziyetsizdim kabuğum kırılmıştı
kemiklerimi bakır bir sinide kana bulaştırıp
ellerimi kesip pencereden dışarı atıyorum
susuyorum melenkolik bir sığıntıyla
askılardan bir bir topluyorum sancıları
ciğerlerimde sustalı bir bıçak
azıck ölsem diyorum azıcık
fazlası saksıda kuruyan adsız bir çiçek mi
bir şeyler oluyor
koridorun en sonun da
dış kapının hemen arkasında
ters dönmüş kaplumbağa hissi
karınca sürüsü sırtında tabut ok yönünde ağıt
ayrılığa dönerken duymakla görmek arasında ki an
baş ağrılarımı buz dolu bir kovanın içine boşaltıyorum
geride bıraktığım her şey baş aşağı sarkık
anlamını yitiriyor tılsım tüm bulgular pozitif
sadakatsiz ve omurgasız bir gölgenin
içinden geçtim de tutunamadım annemin saçlarına
şiiri sargı bezine sarıp
simetriği bozuk bir masanın üstüne bırakıyorum
[ /kalin ]
5.0
94% (16)
4.0
6% (1)