Tarihim yalanlarla sıvanmayan güneştir
Çamur atan olursa ötelere savurur.
Onun çekim kuvveti tüm yıldızlara eştir
Parıltılı ışığı gafilleri kavurur.
Bu topraklar boş değil, gelebilseydi dile
Karaçomak Vadisi dönerdi kızıl güle.
Bayrağıma renk veren damarındaki kan
Kuruluşa mayadır, ceddimiz Yavlak Arslan!

Şahsına en çok eser, yazılan emirken O
Devlet olma bilgisi kuşanan bir uçbeyi.
Bileği tam kıvamda sulanan demirken O
Hem de derviş gönlüyle kalplere üfler neyi.
O’dur kutlu cengâver, Bizans’a daim akan
Yağıların başında, pusatı şimşek çakan!
Ulemayı kollayan, bilim yolundaki Can
Kuruluşa mayadır, ceddimiz Yavlak Arslan!

Dört bin zırhlı sipahi başlarında koca kurt
Bin iki yüz seksen dört, hüzünken ekim ayı.
Kararlıydı yiğitler, yapacaklardı yurt
‘’Gideros’’tu onların nasibe düşen payı.
Mancınıklar kuruldu, çetindi muhasara
Tekfur kaçtı sonunda alarak büyük yara
Burca sancak dikerken parıldadılar her an
Kuruluşa mayadır, ceddimiz Yavlak Arslan!

Budur Türk’ün ülküsü; ‘’aleme nizam vermek’’
Bir ömür böyle geçti, gaye Allah rızası.
Devlete giden yolsa; ‘’önünü iyi görmek’’
Savaştıkça gelişti, paslanmadı azası.
Anadolum bize aç, etrafı tuzak- kuyu
Kâfir şehit ettikçe, çoğaldı Oğuz Soyu !
Beylerin Muzafferi, ufkumuzdaki tan
Kuruluşa mayadır, ceddimiz Yavlak Arslan!

İsmail SÜKLÜM
13 Nisan 2021