3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1341
Okunma
Gündüzüm bir sabahçı kahvesi
Gecem arka sokaklardaki bir meyhane
Mezem beyaz peynir, bir dilim kavun
İçkimi sormana gerek yok,
O zaten belli
Ama karşımda sen yok.
Bak akşam oluyor yine yavaş yavaş
Gelenler neredeyse hep aynı, fakat
Yine içlerinde sen yok.
Çekilir yanı kalmadı buranında
Tavanda balık ağları, duvarda
Masallardaki sarı öküzün çektiği arabanın tekeri
Meyhaneci yetmişinde, baba yadigarı
Kısa boylu, göbekli, saçları ağarmış benim gibi
Biraz ağırdır geç getirir siparişi
Olmasa tatlı dili, güzel sohbeti
Hele o insanlığı, karakteri burası
Beyoğlu’ nun arka sokakları, köhne bir yeri
Burası Tombiş Yorgi’ nin yeri.
Hatırlıyor musun?
Yağmurlu bir Nisan akşamıydı, tanışmamız
Üstünde bir kot pantolon ve yünden bir kazak
Islanmış, sırılsıklam olmuş ve yüzün bembeyazdı.
Ara sokakta bir kaç kişinin tacizine uğramış
Korkudan dilin lal olmuştu, sanki
Az uğraşmadım, az dil dökmedim
Kendimi anlatana kadar.
İki gün yemek yememişte bir çorbaya tav olmuştun
Delikanlılığa, bize yakışmaz bilesin
Bir çorbaya tav dediysek
Nefsimiz için değil.
Ah ulan felek, bir darbede bu garibe ha...
Çocuk olmuyor diye, üstüne kuma tut.
İçki, kumar, kadın bir taraftan
Basmış kadına dayağı, bir de üstüne evden at
Kandırmış garibimi boşamış çoktan
Attırmış imzayı Muhtarlık’tan istediler diye
Ana yok, baba yok, kardeş yok
Bir evin, bir garib cahil kızı Cemile’m
Onca dert dinlemeye alışkın Yorgi bile
Hüzünlenip, acımış, ağlamıştı haline
Bugün Cumartesi...
Karısının sadece bugün içmeye izin verdiği
Bazen laf atıpta şaka takıldığımız ve
Tüm meyhanenin kahkahalara boğulduğu,
Bizi görünce hemen suratı asılan, hafif kambur
Kunduracı Hasan usta da geldi.
Yanında da aktar camgöz Yahya abi ile
Yine o masa, tekerlek altı.
Yine sipariş aynı bir büyük rakı, beyaz peynir
İki dilim kavun, ortaya haydari
Taş plakta o eski şarkıların nağmeleri
Ne akşamlar yaşadık burda seninle Cemile’m
Bir gece iyice sarhoş olmuştukta,
Karyola’ dan düşmüştük, kahkahalarla...
Az kalsın kovuyordu bizi, seni kapatmam zannedip
Evlilik cüzdanını gösterince sustu kaldı,
Ertesi akşam da bir tencere yemekle gelmişti,
Ev sahibesi
Tam yedi yıl oldu.
Bugün yine evlilik yıl dönümümüz.
Ben yine İstanbul’ da
Ben yine Beyoğlu’ nda
Ben yine Yorgi’ nin meyhanesinde.
Masada bir ben ve karşımda yine bir demet gül
Boşalmayan rakı bardağın
Bir sen yoksun karşımda
Bir sen yoksun yanımda.
Ben de bitmeyen bir hüzün...
Yusuf Tırpan