0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
488
Okunma

Şiirin ayak seslerini duyuyorum şıngır şıngır kaşık bardak sesinde. Lâkin çayı şekersiz içiyorum. Ancak,çayı şekersiz içme alışkanlığım, kaşıkla bardağın imecesinden doğan musikiye kayıtsız kalacağım anlamına gelmemeli. Ve dahi bu sesten esinlenerek "çaya"özgü bir şiir daha yazmalıyım...
Şıngır Şıngır
Bir ses sarar iklimi kimi kayıtsız kalır
Başka âlemde arar efsane sevdiğini
Kimi şiir rengine o sesten kırk renk alır
Kalemle hem dem eder dem dem altın iğini
Şıngır şıngır şıngırdar bardağın etekleri
Türkünün ezgisine çay buğusu karışır
Arılar kovanlarda örerken petekleri
Naz bardakta incelir suyun gözleri ışır
Demlikte açan gülün adı hep çay bilinir
Berraklığı betimler cam buğulu gözlere
Çayın berraklığında gün yunur ay silinir
Ve kapı aralanır naz tütsülü sözlere
Şiirin altın rengi yayılır dört bucağa
Leyla’nın kara saçı usul usul ıslanır
Çaydanlığın içinde bin sır konur ocağa
Bin bir dirhem naz ile çay gülle kıyaslanır
Çaydanlıkla demliğin dört mevsim hayali bir
Aynı güzellikleri sabah akşam üleşir
Gönül ehli olanda barınamaz ki kibir
Ve tevazu demlenir cümle hâl güzelleşir
Ankara,7Haziran2021İbrahim Kilik
5.0
100% (1)