3
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
458
Okunma

Gönül celallenme miskin haline
Şeb-i yeldâ düşer varına senin
Aldanma dünyanın kıyl-ü kâline
Belki gazel düşer dârına senin
Selâmın erişmez mâh-rü canâna
Kerem kabul olmaz sürç-i lisâna
Bezm-i eleste uy düşme isyâna
Ayrılık merhemdir kârına senin
Feleğin pençesi şâh-ı zülfikâr
Aşığın derdiyle eyler istihkâr
Kervan zabdetmeye fermânın mı var
Bağ-u bahçe yanar nârına senin
Hikmettir sinenin irşâdı râhı
Yaradan lütfudur vuslat ferâhı
Pir-i muhabbetin aşktır sabahı
Bülbül figân eder zârına senin
Derde meftûn olan razı derdinden
Pervane misâli geçmez virdinden
Makberî yürüme gaflet ardından
Arifler mazhârdır sırrına senin
__________Makberî
kıyl-ü kâl= dedikodu
Şeb-i yeldâ= en uzun gece
dâr = hane- ev
mâh-rü canâna= gül yüzlü sevgili
râh= yol
istihkâr= alay etme küçük görme
zebûn= güçsüz aciz
Bir yirmili yaşta benden gelsin, geçmiş zaman olur ki...