1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
579
Okunma
bu hayatın teri..
Kırbaçlar sardıkça belini
Öğrenirsin zamanın değerini
Göz yoruldukça
Uğultulu bir mekanın içinde
Dönme dolap beygirinden farkın düşünebilmen...
Sayfalar düştükçe duvarın eteğinden
Yapraklar yalnızlığın uğultusuda savruldukça
Koça bir ah
Bekler seni.
Alnındaki nehirlerden
Soramazsın bulanık suyu
Yine bir ömüre taziyeler diler
Şu dipsiz kuyu.
Endamını yük edindiğin
Küflü bir dosyanın içinde ki
kelebek cesedinin
Ne kadar hesabı var sende...
Kendini avuttuğun ayrık otları
Sardıkça toprağın tenini
Çekip gideceksin
Bir martı sessizliğinde.
Ve aynı yolda
Bir başkaları yürüyecek
Krallar vadisinden ölümün şarkısını dinleyeceksin.
Kökü çürümüş ağacın
Sincaba verdiği can kadar
Sevineçeksin...
Kasvetli bir cıgara yakma zamanı geldı .
5.0
100% (3)