Hep zaman ayarlı vurgularla
Başlatılıyor karın ağrıtan sancılar
Sisli tarihin talihsiz alışkanlığı içinde
Dayatılan baskıların en son perdesinde
Karanlık zamanlı bir aba altı sopa gösterildi
Olur olmaz zamanlarda olduğu gibi
Hafızalar yine o eski günlere gitti
Ki
Kiralık kalemlerden bin bir üslupla
Resmettirildi kendini beğenmiş zavallılara
..
Bin dokuz yüz altmış ile
Bin dokuz yüz seksen dört arası
Tam yirmi dört yıl
Vesayet altında kaldı ezilmişliğimiz
Git.. Gel.. Olmaz.. Olmadılar la
Hükmünü yitirmiş bir memleket düşünün
Her türlü şeyiniz süngü ucunda
Sağınız solunuz her an işkence altında
Yada yaş büyültülerek dar ağacında
Vatan millet Sakarya ninnilerinde
Özünü yitirmiş yalanlar türedi sözlerde
Düzmece hükümler ve sürgünler
Üstelik vesayet
İşkenceye ve öldürmeye kesin niyetliyken
Vatan için
Ölmeye de meyletmişti mazlum gönüller
..
Vicdan kirli sislerin ortasında can çekişirken
Göğe yükseliyordu çığlıklar bin bir acıyla
Süngü dansı altında
Feryat figan içinde geçti o sancılı günler
Sözler
Kişilere suç yazılıp da durdu
Kimliksiz yüreklerin kısır hükmü yöneltiyor kaderi
Ve süngü uçlarında intihar birikintisi
…
Her an bir köşede
Kol ve bacakları kırılırdı mazlumların
Bir asırlık emeğin çırpışına bırakılırken vatan
İlla ki bir avuç azınlığın gölgesinde
Milletse bıkıp usanmış üzgün
Ne zamanki belimizi biraz doğrulturuz
Nifak dolu yalanlarla vurgulanır bu bildiriler


-Size de bir yerlerden
-Hiç tanıdık gibi gelmiyor mu bu izansızlık?…


(11.04.2021) AZAP.. (Kadri Atmaca)