5
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
746
Okunma
Henüz alışmadım beton dünyaya
Arıyı, peteği, balı özledim
Bazen traktörle bazense yaya
Yaylaya gittiğim yolu özledim
Ala şafak oba olur ayakta
Bazlama pişirir ninem ocakta
Kimi çayırlarda kimi koyakta
Çobanın güttüğü malı özledim
Yahyalı dağları ardıçla meşe
Çocuklukta kaldı doyulmaz neşe
Oynadık sokakta kardeş kardeşe
Yemyeşil çağlayı, dalı özledim
Topraktır çiftçinin derdi dermanı
Ya nasip diyerek vurur tırpanı
Dedemin sabırla rızık zamanı
Harman savurduğu yeli özledim
Geniş düzlüklerin yeşil özünde
Kara demlik tüter tezek közünde
Anamın şükürle suyun gözünde
Sofraya serdiği çulu özledim
Sessizce kar yağar bizim vâdiye
Mevla’dan bizlere beyaz hediye
Çocuklar kayıp da düşmesin diye
Buza döktükleri külü özledim
Tertemiz sayfaya yazarlar yazı
Bazen sevinç taşır bazen de sızı
Postacıyı bekler erkeği kızı
Zarfın üstündeki pulu özledim
Nice sırlar dolu aşk bâdesinde
Yurdun destan dolu her beldesinde
Uzun kış gecesi köy kahvesinde
Ozanın vurduğu teli özledim
Sevgiyle sabırla ilmeği atan
Hânelerimize bereket katan
Evladı gönlünde şefkatle tutan
Kınalı, nasırlı eli özledim
Ustalar evleri kerpiçle örer
Sabreden yürekler murada erer
Ocağa gelenler edeple girer
Tahta kapıdaki dili özledim
Köyü, kültürünü unutma aman
Vatan sevgisinin kaynağı iman
Fani saltanata erdiği zaman
Özünden kopmayan kulu özledim
5.0
100% (7)